Dolce & Gabbana markası, uluslararası hayvan koruma örgütü In Defense of Animals (IDA) aracılığıyla, kürk ve angora kullanımına son vereceğini açıkladı. Kararın ardında etik ve çevresel sebeplerin yattığı belirtiliyor.

İtalya kökenli Dolce & Gabbana, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklama ile bundan böyle tasarımlarında kürk ve angoraya yer vermeyeceğini açıkladı.

Bir diğer İtalyan markası Moncler’in de 2025 yılına kadar kürkü aşamalı olarak kaldıracağına dair söz vermesinin ardından gelen açıklama, moda sektöründe son yıllarda artan farkındalığa da ışık tutuyor.

IDA, daha fazla tasarımcıyı Dolce & Gabbana’nın kararını örnek almaya davet ediyor.

UYARI: Video tetikleyici şiddet görüntüleri içeriyor.

Kürk endüstrisi gerçekleri

IDA’nın sunduğu verilere göre moda endüstrisi, her yıl kürk için yaklaşık 100 milyon hayvanın canını alıyor. Çoğunlukla bilinçleri henüz yerindeyken kürkleri ve derileri yüzülen hayvanlar arasında yaklaşık iki milyon köpek ve kedi de var.

Sadece Çin’de 20,6 milyon mink, 14,1 milyon tilki ve 4 milyon rakun köpeği kürkü için öldürülürken, sadece 2018 yılında 2 milyonun üzerinde yaban hayvanının kürkü satıldı.

Kürkü için öldürülen hayvanlar arasında vizon, tilki, rakun ve tavşan gibi pek çok tür bulunuyor. Hayvanlar kürk üretim çiftliklerinde uzun süreler boyunca pis, sıkışık kafeslere kapatılıyor; fiziksel ve psikolojik pek çok hastalığa yakalanıyor.

Öldürme yöntemleri arasında ise anal bölgeye elektrik verme, kaynar suya atma, kapan ve tuzakla yakalama, gaz ve kimyasallar ile zehirleme ve boyun kırma yer alıyor.

Üretim çiftlikleri dışında doğadan kaçırılan yaban hayvanları; bacaklarına çarparak kapanan ve genellikle kemiğe kadar inen, dayanılmaz ağrılara ve kan kaybına neden olan çelik tuzaklarla yakalanıyor. Bazıları kaçmak için kendi bacaklarını çiğneyip dişleriyle koparmaya çalışıyor. Kapana kısılmış hayvanlar kan kaybından, enfeksiyondan veya diğer hayvanların saldırılarından ölmezse, tuzak kuran avcılar ya hayvanları boğarak veya vurarak, ezerek öldürüyor.

Angora çiftliklerinde ise tavşanlar küçücük kafeslerde tutuluyor ve yılda dört defaya kadar kürkleri canlı canlı yolunuyor. Bu acılı ve korkunç işlem sırasında fiziksel olarak hareket etmelerine izin verilmeyen hayvanlar, kürkleri derilerinden koparılırken çığlık çığlığa ıstıraplarını ifade ediyor ama duyulmuyorlar.

Kürkü için tutsak edilen hayvanlarda; yunus parkları, hayvanat bahçeleri ve hayvanlı sirklerde olduğu gibi, esaret altında tutulan hayvanlarda görülen ve psikolojik bozukluğun göstergesi olan dışkı yeme, kendi etrafında dönme, sürekli kaşınma, kendine ve etrafındakilere zarar verme ve kannibalizm gibi anormal tekrarlayan davranışlar görülüyor.

Bana Göz Kulak Ol Derneği’nin “Kürkünü Çıkar, Vicdanını Giy” kampanyası kapsamında, bu alanda uluslararası düzeyde mücadele yürütülen örgütlerle bağlantı kurularak hazırlanan ve kürk sektörünün perde arkasını gösteren videoyu, resmin üzerine tıklayarak YouTube üzerinden izleyebilirsiniz. UYARI: Video, tetikleyici şiddet görüntüleri içeriyor.

Kürk karşıtı hareket büyüyor

Geçen yıl, tasarımcı Stella Mcartney önderliğindeki bir dizi ünlü kişi ve marka, dünya çapında kürk ticaretini sona erdirmek için Humane Society International tarafından hazırlanmış “Kürk Karşıtı İttifak” çatısı altında bir dilekçeye destek vermişti.

Yine 2021’de Yves Saint Laurent, Gucci, Balenciaga ve Alexander McQueen gibi lüks moda markalarının bağlı olduğu Fransız şirketi Kering, 2022’den itibaren marka koleksiyonlarının hiçbirinde hayvan kürküne yer vermeyeceğini açıklamıştı. Bottega Veneta, Boucheron, Girard-Perregaux, Qeelin, Pomellato, Ulysse Nardin, Brioni de Kering’e bağlı markalar arasında.

Yakın zamanda ELLE dergisi de, moda sektörüne örnek olabilecek bir adımla dünya çapındaki 45 baskısının tamamı ve çevrimiçi versiyonları da dahil olmak üzere, kürk reklamlarına ve tanıtımlarına son verdiğini duyurmuştu.

İtalya, İsrail ve İrlanda gibi ülkeler de 2021’de kürk üretimini ve ticaretini yasaklayan ülkeler arasına girmişti. Özellikle İtalya’da hayvan hakları savunucularının çağrıları ve eylemleri sonucunda Gucci, Valentino, Armani, Prada ve Versace gibi ülkenin moda devlerinin birçoğunun koleksiyonlarında gerçek kürk kullanımını bırakması da yasa değişikliğinde ve bu dönüşümde etkili olmuştu.

Bilinçli tüketiciler markalara yön veriyor

Dünyanın dört bir yanındaki tüketiciler, iklim değişikliği ve sosyal eşitsizlikle mücadele konusunda işletmelerden ve markalardan daha fazla girişimde bulunmalarını talep ediyor. Çin, Bileşik Krallık ve ABD’de 3 bin katılımcıyla gerçekleştirilen bir ankete göre;

  • Her 10 kişiden 8’i (%86) artık işletmelerin bu büyük sorunları çözmek için “üzerlerine düşeni yapmasını” istiyor.
  • %88’i sürdürülebilirliğin standart bir iş uygulaması olarak görülmesi gerektiğini belirtirken, %82’si şirketlerin önceliği kâr elde etmeye değil, gezegene ve insana vermesi gerektiğini kabul etti.

Zulüm içermeyen modanın giderek daha popüler hale gelmesiyle uzmanlar, hayvan içermeyen deri, ipek ve kürk seçeneklerinin veya “yeni nesil” malzemelerin artacağını ve sektörleşeceğini öngörüyor. 22 Haziran’da yayımlanan bir rapor, bu yeni sektörün 2026 yılına kadar 2,2 milyar dolarlık bir pazar olacağını tahmin ediyor.

Deri endüstrisi kürkten farklı değil

Kürke karşıtı dünya çapında artan bir tepki olmasına rağmen deri üretimine dair gerçekler daha az biliniyor. Oysa deri endüstrisi de tıpkı kürk gibi hayvanların acı dolu kısacık yaşamlar sürmesine sebeb oluyor ve ineklerden timsahlara ve yılanlara kadar pek çok hayvan işkenceyle yaşamını yitiriyor.

Geçtiğimiz yıl Farm Transparency Project tarafından Kindness Project’e verilen şok edici yeni görüntüler, Fransız moda devi Hermès’e ve tedarikçilerine ait çiftliklerde tutsak edilen Avustralya tuzlu su timsahlarının maruz bırakıldığı eziyeti ortaya koymuştu. Oyuncu Evanna Lynch tarafından aktarılan görgü tanığı görüntüleri, timsahların parçalandığı ve tornavidayla bıçaklandığı anları paylaşmış, video kayıtlarının ardından, Hermès’in sebep olduğu hayvan zulmüne karşı dünya çapında büyük bir kampanya başlatılmıştı.

UYARI: Tetikleyici içerik

Başkasının derisini ve kürkünü giymeyin, satmayın. Zulme ortak olmayın.

Çay, soya, dut ağacı yaprakları, elma ve muz; deri malzemeye dönüştürülebilen diğer doğal ürünlerden bazıları. Mevcut seçenekler her geçen gün gelişim göstermeye devam ederken, yenileri de zaman içinde farklı girişimlerle karşımıza çıkıyor. Gelecek, doğaya ve hayvana zarar vermeyen, atık ürünlerin geri dönüşümünden faydalanan yenilikçi fırsatlar barındırıyor. Sömürücü içermeyen materyaller üzerine çalışan girişimcilerin ve üreticilerin çoğalması umuduyla…


Kaynaklar: Plantbased News, Reuters, PETA

Kapak fotoğrafı: Gabriele Holtermann-Gorden/Sipa

Önceki İçerikCannes Film Festivali’nde seyircileri gözyaşlarına boğan “İnek” belgeseli Şubat’ta gösterimde
Sonraki İçerikMeksika’nın Sinaloa eyaletinde “boğa güreşi” yasaklandı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.