Et, süt ve yumurta endüstrisi annelerin emeğine ve acılarına dayanıyor.

Endüstriyel çiftlikler hayvanların doğal gelişimini birçok yolla bozuyor ve bunun en rahatsız edici göstergelerinden bazıları üreme alanında yaşanıyor. Doğal olarak, endüstriyel çiftlikler, dişi üreme sistemlerini acı verici, istilacı ve çoğu zaman tehlikeli şekillerde sömürüyor, çoğu zaman hem anneye hem de çocuğa aynı şekilde zarar veriyor. Bu büyük ölçüde kontrolsüz bir şekilde devam ediyor; bu politikaların birçoğu çoğu yargı bölgesinde tamamen yasal ve yasal olmayanlar hakkında ise nadiren dava açılabiliyor.

Endüstriyel çiftliklerin, bir hayvanın bırakın yaşamayı, aile yetiştirmesi için bile berbat yerler olduğu bir sır değil. Örneğin, çoğu hayvancılık türünde, çiftçilerin yeni doğan bebekleri annelerinden derhal ve genellikle kalıcı olarak ayırması standart bir uygulama. Bu, hayvanlar için son derece yıkıcı ve üzücü bir süreç; ancak bu annelerin çoğu için bu durum kabuslarının yalnızca başlangıcıdır.

İneklerin Süt İçin Çektikleri Acı

Kaynak: Feature Shoot

Zorla-Suni Döllenme

Bir ineğin süt üretebilmesi için yakın zamanda doğum yapmış olması gerekir. Sonuç olarak süt inekleri, sürekli süt akışını sağlamak için süt çiftçileri tarafından tüm doğurganlık yaşamları boyunca defalarca yapay olarak hamile bırakılır. Kulağa ne kadar kötü gelse de bu açıklama, bu sömürücü uygulamanın bağlamını ve kapsamını tam olarak yansıtmıyor.

Sığırları suni olarak dölleme süreci birçok insanın düşündüğünden daha çok sınır ihlaline dayanır. İnsan bakıcı, kolunu ineğin anüsüne sokarak başlar; Bu, sperm alabilmesi için rahim ağzını düzleştirmek için gereklidir. Her bir ineğin biyolojisine bağlı olarak, onu uygun şekilde hazırlamak için insanın ineğin iç organlarını biraz sıkması, çekmesi ve hareket ettirmesi gerekebilir. Daha sonra bakıcı, kolu hâlâ ineğin rektumunun içindeyken, “üretme tabancası” olarak bilinen uzun, iğneye benzer bir aleti ineğin vajinasına sokar ve ona sperm enjekte eder.

Buzağıları Annelerinden Ayırmak

Çoğu sığır çiftliğinde, bir annenin buzağıları doğduktan hemen sonra elinden alınır, böylece ürettiği süt yavruları tarafından tüketilmek yerine insanların tüketimi için alınabilir. Doğal annelik sürecine yapılan bu müdahale, çoğu zaman günlerini buzağıları için ağlayarak ve boşuna onları arayarak geçiren anne için ciddi bir sıkıntıya neden olur.

Üç ay sonra inek yeniden yapay olarak döllenir ve bu süreç, inek artık doğum yapamayacak duruma gelene kadar tekrarlanır. Üreme yetisini kaybettiği noktada ise inekler, et için katledilirler.

Mastitis Noktasına Kadar Sağım

Psikolojik sorunlar ve fiziksel acıya ek olarak, tekrarlanan suni döllenme döngüsü çoğu zaman ineğin vücudunda da uzun vadeli hasara neden olur.

Süt için sömürülen inekler, potansiyel olarak ölümcül bir meme enfeksiyonu olan mastitise karşı özellikle hassastır. Bir ineğin yakın zamanda sağılması durumunda meme kanalları enfeksiyona daha duyarlı hale gelir; ineklerinin sürekli sağılması, onların sürekli olarak mastitis kapma riskiyle karşı karşıya oldukları anlamına gelir ve bu risk, sağlıksız veya hijyenik olmayan koşullarda (örneğin, uygun şekilde temizlenmemiş sağım ekipmanlarıyla) sağıldığında artar; ki süt çiftliklerinde bu durum genellikle böyledir.

Bir çalışma, Birleşik Krallık’taki bir süt sığırcılığı sürüsündeki ineklerin yüzde 70’e yakınının mastitis hastası olduğunu ve ironik bir şekilde hastalığın aslında ineğin “süt verimini” azalttığını ortaya çıkardı. Bundan muzdarip olan inekler genellikle daha az canlı gebelik yaşar, gebelikler arasında daha uzun bir “dinlenme süresine” ihtiyaç duyar, memelerine dokunulduğunda tedirgin olur, şiddete başvurur ve “bozuk süt” verir.

Anne Domuzların Hapsedilmesi

Kaynak: Surge Activism

Domuz eti endüstrisinde anne domuzlar hayatlarının çoğunu veya tamamını ya gebelik sandığında ya da yetiştirme sandığında geçirirler. Gebelik sandığı, hamile bir dişi domuzun yaşadığı yerdir; yavrulama sandığı ise doğumdan sonra nakledildiği yer. Her ikisi de son derece sıkışık, kısıtlayıcı yapılardır ve bırakın esnemeyi, yürümeyi veya yiyecek aramayı, annenin ayakta durmasına veya dönmesine bile izin vermez.

İki yapı arasındaki fark, gebelik sandığı yalnızca anneyi barındırırken, yavrulama sandığı biri anne için, diğeri domuz yavruları için olmak üzere iki bölüme ayrılmıştır. İki bölüm çubuklarla ayrılmış; bunlar domuz yavrularının annelerini emmesine yetecek kadar aralıklı ama annelerinin onları tımar etmesine, onlara sarılmasına ya da vahşi doğada yapacağı doğal sevgiyi sağlamasına yetecek kadar geniş değilir.

Kafeslerde yavrulamanın görünürdeki gerekçesi, dişi domuzların domuz yavrularını kazara ezerek öldürmelerini önlemektir; bu, bazen domuzların domuz yavrularına sınırsız erişime sahip olduğu durumlarda meydana gelebilir. Ancak sözde amaç domuz yavrusu ölümlerini azaltmaksa, yetiştirme kasaları tam bir başarısızlıktır: Araştırmalar, yetiştirme kasalarındaki domuz yavrularının, daha geniş yaşam alanlarındaki domuz yavruları kadar erken öldüğünü gösteriyor. Yavrular, endstriyel çiftliklerin sıkışık alanlarında yaygın olan hastalıklar gibi başka nedenlerden dolayı ölüyorlar.

Domuz eti endüstrisinde yetiştirme kasaları standarttır, ancak savunucularının iddia ettiğine rağmen, bunlar hiçbir domuz yavrusunun hayatını kurtarmaz. Sadece hayatlarını daha da perişan eder.

Tavukların Üreme Sömürüsü

Kaynak: Generation Vegan

Zorla Tüy Dökümü

Et ve yumurta endüstrisi, yumurta verimini en üst düzeye çıkarmak için tavukların üreme sistemlerinden de yararlanıyor. Çiftçiler bunu zorla tüy dökümü olarak bilinen bir uygulamayla yaparlar, ancak bunun nasıl çalıştığını anlamak için öncelikle düzenli tüy dökümü hakkında biraz bilgi sahibi olmak gerekiyor.

Bir tavuk, her kış yumurtlamayı bırakır ve tüylerini kaybetmeye başlar. Birkaç hafta içinde eski tüylerini yenileriyle değiştirir ve bu süreç bittiğinde biraz daha hızlı bir şekilde yumurtlamaya devam eder. Bu sürece tüy dökümü denir ve bu her tavuğun yaşamının doğal ve sağlıklı bir parçasıdır.

Tüy dökümü kısmen tavuğun üreme sisteminin işleyişinden kaynaklanır. Yumurta ve tüylerin büyümesi için kalsiyuma ihtiyaç vardır ve tavuklar kalsiyumu beslenme ile alırlar. Ancak kışın yiyeceklerin kıt olması tavuğun vücudunda yumurta yetiştirmesini ya da doğurabileceği civcivleri beslemesini zorlaştırır. Bir tavuk kışın yumurtlamak yerine tüy yetiştirerek üç şeyi başarır: Vücudundaki kalsiyumu korur, üreme sistemine yumurtlak için çok ihtiyaç duyduğu molayı verir ve yiyecek kıtlığının olduğu dönemlerde civciv doğurma olasılığını önler.

Bu süreçlerin hepsi sağlıklı ve doğadır. Ancak pek çok üretici, tavukların tüy dökümünden sonra geçici olarak normalden daha fazla yumurta bırakmasını sağlamak için, tavuklarında yapay olarak hızlandırılmış ve doğal olmayan bir oranda tüy dökmeyi teşvik eder. Bunu iki şekilde yaparlar: Tavukların ışığa maruz kalmasını sınırlamak ve onları aç bırakmak.

Işık manipülasyonu tavuk çiftliklerinde standart bir uygulamadır. Yılın büyük bölümünde tavuklar günde 18 saate kadar (genellikle yapay türden) ışığa maruz bırakılır; Bunun amacı tavuğun vücudunu kandırarak baharın geldiğini düşünmesini ve böylece yumurtlamasını sağlamaktır. Ancak zorunlu tüy dökümü sırasında çiftçiler tam tersini yaparak tavukların ışığa maruz kalmasını geçici olarak sınırlandırır ve vücutlarının kış mevsiminde tüy dökme zamanı geldiğini düşünmesini sağlar.

Gün ışığı değişimlerine ek olarak tavuklar strese ve kilo kaybına tepki olarak da tüy dökerler ve tavuğu yiyecekten mahrum bırakmak her ikisine de neden olur. Çiftçilerin tavukları tüy dökmeye zorlamak için iki haftaya kadar aç bırakmaları yaygındır; Şaşırtıcı olmayan bir şekilde bu, tüy dökmenin olmadığı dönemlere kıyasla daha fazla tavuğun ölmesine neden olur.

Bütün bunlar tavuğun doğal üreme döngüsüne ciddi bir müdahale anlamına geliyor. Üreticiler ilk önce tavukları aç bırakarak vücutlarını daha az yumurta bırakmaları için kandırıyorlar. Nihayet yeniden beslendiklerinde tavukların vücutları, bebek sahibi olmaya başlamanın sağlıklı bir zaman olduğunu varsayar ve böylece yeniden yumurta üretmeye başlar. Ancak bu yumurtalar hiçbir zaman döllenmez ve büyüyüp civcivlere dönüşmezler. Bunun yerine tavuklardan alınıp marketlerde satılır.

Bu Uygulamalara İzin Veren Yasal Boşluklar

Kanunlarda bu uygulamaları yasaklayan veya düzenleyen bazı yasalar olmasına rağmen bunlar tutarsız bir şekilde uygulanıyor, hatta bazı durumlarda hiç uygulanmıyor.

Zorla tüy dökme Birleşik Krallık, Hindistan ve Avrupa Birliği’nde yasalara aykırıdır. On ABD eyaleti domuz çiftliklerinde gebelik sandıklarının kullanımını yasaklamış veya en azından sınırlandırmıştır; İsviçre, İsveç ve Norveç’te yavrulama kafesleri yasa dışıdır.

Nispeten sınırlı olan bu istisnalar dışında yukarıdaki uygulamaların tümü yasaldır. Bu yazının yazıldığı an itibariyle, süt ineklerinin tekrarlanan suni döllemeyi özel olarak yasaklayan herhangi bir yasa bulunmamaktadır.

Pek çok yargı bölgesinin hayvan zulmüne karşı genel yasaları vardır ve teorik olarak bu yasalar bu uygulamalardan bazılarını engelleyebilir. Ancak çoğu hayvan zulmü kanunu, hayvan yetiştiricileri için özel muafiyetler içerir ve mezbahalar kanunun lafzını ihlal ettiğinde genellikle bu konuda dava açılamaz.

Bunun özellikle çarpıcı bir örneğini Kansas’ta görebiliriz. The New Republic’in 2020’de belirttiği gibi, ineklerin suni döllenme uygulaması, eyaletin hayvanlarla cinsel ilişki karşıtı yasasını doğrudan ihlal ediyor; bu yasa, sağlık hizmetleri dışında herhangi bir nedenle “kadın cinsel organına herhangi bir nesneyle herhangi bir şekilde nüfuz edilmesini” yasaklıyor. Kansas’taki 27.000 büyükbaş hayvan çiftliğinden hiçbirinin hayvanlarla cinsel ilişkiye girme suçundan dava edilmediğini söylemeye gerek yok.

Erkek Hayvanların Üreme Amaçlı Sömürüsü

Üreme sömürüsünün tek kurbanı elbette dişi hayvanlar değil. Erkek inekler, elektro-ejakülasyon olarak bilinen korkunç bir uygulamaya tabi tutulur; burada anüslerine bir elektrik sondası yerleştirilir ve gerilim, suni döllenmede kullanılacak spermleri elde edene veya hayvan bayılıncaya kadar kademeli olarak artırılır.

Fabrika çiftliklerindeki hayvanların hiçbiri iyi hayatlar yaşamıyor ama sonuçta endüstri dişi hayvanların sırtına yükleniyor ve onların üreme sistemlerinin sömürülmesine dayanıyor..

Sonuç

Özgürce yaşamalarına izin verildiğinde hayvanlar, her biri tür olarak bireysel ihtiyaçlarına göre uyarlanmış, gerçekten dikkate değer bazı üreme yöntemleri geliştirmişlerdir. Yüzyıllar süren gözlem ve araştırmalar sonucunda bilim insanları, hayvanların hayatta kalmalarını sağlamak için genlerini gelecek nesillere nasıl aktardıkları konusunda inanılmaz bilgiler elde etti ve öğrenmeye devam ediyor.

Ne yazık ki, hayvan biyolojisi konusunda artan bilgimizin bir bedeli var ve endstri çiftliklerinde faturayı anne hayvanlar ödüyor.


Kaynak: Seth Millstein’in Sentient Media’da yayınlanan “How Factory Farming Exploits Female Reproductive Systems, Explained” başlıklı yazısından çevrilmiştir.

Önceki İçerikEmeği Sömürülen Hayvanlar
Sonraki İçerik5199 Sayılı Kanunda Değişiklik İçeren Taslağa Dair Basın Açıklaması

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.