Kanser Nedir?

Kanser, kontrol dışı çoğalan tek bir anormal hücre olarak başlar. Bu tür hücre grupları, tümör adı verilen kitleler oluşturur ve sağlıklı dokuyu istila ederek sıklıkla vücudun diğer bölgelerine yayılır. Kanserojenler, kanserli hücrelerin gelişimini kolaylaştırmaya yardımcı olan maddelerdir. Yiyeceklerden, havadan ve hatta vücudun içinden gelebilirler. Çoğu kanserojen, vücuda herhangi bir zarar vermeden nötralize edilir, ancak bazen hücrenin genetik materyaline (DNA) saldırıp onu değiştirmeye devam ederler. Göze çarpan bir tümörün gelişmesi yıllar alır. Bu süre zarfında inhibitör olarak bilinen bileşikler anormal hücrelerin büyümesini engelleyebilir. Bitkisel besinlerdeki bazı vitaminlerin inhibitör olduğu bilinmektedir. Öte yandan diyetteki aşırı yağın, anormal hücrelerin hızla büyümesine yardımcı olan bir destekleyici olduğu ortaya konmuştur.

Beslenme ve Kanser

Çok sayıda bilimsel veriye rağmen çoğu insan kansere yakalanma riskini nasıl azaltabileceğinin farkında değildir. 2008 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre kanser vakalarının yalnızca %5-10’u genetikle bağlantılıdır; geri kalan %90-95’i ise çevre ve yaşam tarzı faktörlerinden kaynaklanmaktadır ve potansiyel olarak önlenebilirdir. Kanser vakalarının %25 ila 30’u tütün kullanımından, yaklaşık 3 vakadan 1’i ise gıda seçimlerinden kaynaklanmaktadır.

2014 yılında Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri ve Ulusal Kanser Enstitüsü, kırmızı ve işlenmiş et tüketimi, aşırı kilo ve düşük meyve, sebze ve diyet lifi alımı gibi risk faktörleriyle bağlantılı kanser oranlarını ve ölümlerini karşılaştırdı. O yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde kanser vakalarının %42’si ve kanser ölümlerinin %45’i aşırı vücut ağırlığı gibi önlenebilir risk faktörleriyle bağlantılıydı. Diyet ve egzersiz gibi kontrolümüz altındaki faktörler kanser sonuçlarından büyük ölçüde sorumludur.

Diyetiniz ne kadar doğal renkliyse, kanserle mücadele eden bileşiklerin bolluğuna sahip olma olasılığı da o kadar yüksektir. Meyve ve sebzelere parlak renklerini veren pigmentler (tatlı patateslerdeki beta-karoten veya domateslerdeki likopen gibi) kanserle savaşmanıza yardımcı olur.

Bitkisel gıdalar ayrıca göğüs ve prostat kanserine yol açabilecek aşırı hormonların giderilmesine yardımcı olan lif içerir. Lif ayrıca sindirim sistemindeki atıkları hızla uzaklaştırır ve bu da kolorektal kanserin önlenmesine yardımcı olur.

Et ve süt ürünlerinden kaçınmak potansiyel risklerden kaçınmanıza olanak tanır. Tavuk ve balık da dahil olmak üzere etin ızgarada pişirilmesi kanserojen madde üretir. Pastırma ve sosisli sandviç gibi kırmızı ve işlenmiş etler kolorektal kansere yol açan zararlı maddeler içerir. Süt ürünleri ise prostat, meme ve yumurtalık kanserleriyle ilişkilendirilmiştir.

Bitki Bazlı Gıdaların Önemi

Sebzelerin çoğu düşük yağ oranı ve yüksek lif oranına sahip olmanın yanı sıra kanserle mücadele eden birçok madde de içermektedir. Araştırmalar meyve ve sebzelere koyu renklerini veren pigment olan karotenoidlerin kanseri önlemeye yardımcı olduğunu göstermiştir.

Koyu yeşil, sarı ve turuncu sebzelerde bulunan beta-karoten, akciğer kanserine karşı korunmaya yardımcı olur ve mesane, ağız, yutak, yemek borusu diğer bölgelerdeki kanserlerin önlenmesine yardımcı olabilir.

Lahana, brokoli, lahana, şalgam, karnabahar ve Brüksel lahanası gibi turpgiller, antikanser aktiviteleri olduğu düşünülen flavonlar ve indoller adı verilen bitki besinlerini içerir.

Turunçgillerde ve birçok sebzede bulunan C vitamini yemek borusu ve mide kanseri riskini azaltabilir. C vitamini, vücutta oluşan kansere neden olan kimyasalları nötralize eden bir antioksidan görevi görür. Ayrıca midede nitratların kansere neden olan nitrozaminlere dönüşmesini de durdurur. C vitamini ve karotenoidlerin meme kanseri riskini azaltmada da özellikle güçlü olduğu bulunmuştur.

Selenyum tam tahıllarda bulunur ve C vitamini ve beta-karoten ile aynı antioksidan etkiye sahiptir. E vitamini de bu etkiye sahiptir. Araştırmacılar bitki bazlı gıdalarda daha fazla bulunan antioksidanların iltihap ve kanserle mücadelede oynadıkları rolü keşfetmeye devam ediyor.

Kanser Hastalarında Bitki Bazlı Beslenmenin Faydaları Nelerdir?

Bitki bazlı beslenme, yüzde elli hayvansal proteinden oluşan tipik Batı diyetini seçerseniz tüketmesi zor olabilecek fitokimyasallar, vitaminler, mineraller ve lifleri beslenmenize ekler.

Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü’ne göre fitokimyasallar;

  • Kanser hücresi oluşumuna ve çoğalmasına,
  • Bağışıklık hücreleri dahil olmak üzere sağlıklı hücrelerin yeniden üretilmesine,
  • Hormonların düzenlenmesine,
  • Belirli iltihap türlerinin azaltılmasına yardımcı olan güçlü bir kanserle mücadele bileşenidir.

Besinleri almanın en iyi yolunun besin takviyelerinden değil, gerçek yiyeceklerden olduğunu unutmayın; bu nedenle bu yiyecekleri öğünlerinize sık sık ekleyin.

Bitki Bazlı Beslenme Kanser Hastaları İçin Güvenli midir?

Bitki bazlı beslenme, kanserli birçok insan için güvenlidir. Ancak kişilerin beslenme ihtiyaçları farklılık gösterebildiği için kanser tedavisi gören kişilerin bitki temelli yaklaşımlarını kendi ihtiyaçlarına göre düzenlemeleri gerekebilir.

İstenmeyen kilo kaybı, çiğneme veya yutma güçlüğü ve şişkinlik, kabızlık veya ishal gibi sindirim sorunları gibi yan etkiler yaşayan kişilerin, bitki bazlı gıdaları daha fazla tüketmek için özel adımlar atması gerekebilir. Örneğin yiyeceklerin daha küçük parçalara bölünmesi gerekebilir veya sebzelerin taze yenmek yerine pişirilmesi gerekebilir.

Kanser tedavisi gören kişilerin belirli yeme sorunlarına çözüm bulmak için yiyecek kısıtlamalarının getirilmesi gerekebilir.

Dikkat Edilmesi GerekenlerÇözüm Önerileri
Bozulmuş bağışıklık sistemine sahip kişilerKök hücre naklinden sonra hastaların çiğ filizlerden, salata barlarından ve gıda kaynaklı hastalıklarla ilişkili diğer yiyeceklerden uzak durması gerekir.  
İlaçlarla reaksiyona girmeGreyfurt bazı kemoterapi ilaçları ile tepkimeye girebilir  
Gıda AlerjileriÇölyak hastalığı olan kişilerin glutenden uzak durması gerekir.
Sindirim Sistemi OperasyonlarıLif açısından kısıtlı bir diyet önerilebilir.  
Uzman bir diyetisyen, ihtiyaçlarınızı karşılayan bitki bazlı bir menü planlamanıza yardımcı olacaktır.

Bitki Bazlı Beslenmeye Nasıl Geçiş Yapabilirim?

Bitki bazlı beslenmeye geçerken için aşağıdaki ipuçlarını kullanabilirsiniz:

Porsiyonları Planlayın: Tabağınızın en az %75’ini meyve, sebze, tam tahıl ve fasulye gibi bitki bazlı gıdalarla doldurun. Yemeklerinizi et veya hayvansal ürünler yerine bitkilere göre planlayın. En fazla besin maddesini almak için renkli sebze ve meyve çeşitlerini seçin.

Protein İçin Bitkilere Yönelin: Hayvansal proteinleri tercih etmek yerine öğünlerinize fasulye, baklagiller, kuruyemişler ve tohumlar gibi daha fazla bitkisel protein eklemeyi deneyin.

İşlenmiş Gıdalara Dikkat Edin: İşlenmiş bitki bazlı gıdaların bazılarında yağ ve kalori içeriğini artırabilecek tuz, yapay renklendiriciler, aromalar, tatlandırıcılar ve hayvansal ürünler gibi büyük miktarda yağ ve koruyucu madde bulunur. İşlenmiş gıdalar da gıda hassasiyeti sorunlarına katkıda bulunabilir. Beslenmenizde işlenmiş gıdalar yerine daha az işlenmiş bitki bazlı gıdalara yer verin.

Kademeli Bir Değişiklik Yapın: Özellikle sindirim sorunlarınız veya gıda hassasiyetiniz varsa, diyetinizde ani bir değişiklik yapmak yerine adım adım bitki bazlı beslenmeye geçmeniz tavsiye edilir.. Bu nedenle bitki bazlı beslenmeye geçiş sürecini planlamanız gerekebilir. Örneğin bitki bazlı beslenmeye geçtiğinizde çiğ salatalar yerine pişmiş sebzelerden başlamanz, küçük porsiyonlarla ilerlemeniz, smoothieler veya çorbalar gibi sindirimi kolay gıdaları tercih etmeniz tavsiye edilir.

Sonuç

Meyveler, sebzeler, tam tahıllar, yağsız proteinler, sağlıklı yağlar ve sıvı alımı, kanser tedavisi gören kişilerde tedaviden alınan olumlu sonuçların artışında ve yan etki yönetimi yapılmasında rol oynar.

Unutmayın, kanserle mücadelede yeri olan bitki bazlı beslenme  aynı zamanda kalp hastalığı, diyabet ve yüksek tansiyon gibi diğer hastalıklara yakalanma riskinizi de azaltabilir.

*Diyetinizde veya yaşam tarzınızda herhangi bir değişiklik yapmadan önce daima doktorlarınız ve beslenme uzmanlarınız ile ihtiyaçlarınıza yönelik olarak konuşun.


Kaynak: LLS & PCRM

Önceki İçerikYeni Araştırma Sonuçları Yayınlandı: İlk İnsan Topluluklarının Beslenmelerinde ve Ekonomilerinde Bitkisel Gıdalar Ağırlıkta
Sonraki İçerikİnsan Eğlencesi İçin Sömürülen Köpekler: Iditarod Kızaklı Köpek Yarışı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.