Bugün biyoçeşitlilik kaybına dikkat çekmek için her yıl kutlanan Dünya Sulak Alanlar Günü. Bu fotoğraflar ise, Türkiye’nin biyoçeşitlilik açısından en zengin deltalarından biri olan İzmir’deki Gediz Deltası’ndan.
Tuzlu ve tatlı su bataklıklarının çayırlar, bozkırlar, koylar, tuzlalar ve lagünlerle buluştuğu delta cıvıl cıvıl. Yaban domuzlarından yılkı atlarına, çakallardan flamingolara ve nadir görülen kuş türlerine kadar yüzlerce hayvan türü için hem üreme hem de göç sırasında dinlenme alanı.
Fakat bugün, pek çok sulak alan gibi Gediz de kentleşme baskısı, yapılaşma, kurutma, endüstriyel ve evsel atıklarla kirlenme gibi sebeplerle tehdit altında.
UNESCO Dünya Doğa Mirası Listesi’ne alınması için Doğa Derneği bir yandan çabalarken, diğer yandan ekoloji ve doğa örgütleri her daim Gediz’i ve içinde yaşayan canlıları korumak için tetikte bekliyor. Çünkü bu bölgeler sürekli sanayi ve inşaat şirketlerinin hedefinde.
Sulak alanlar bir bütündür; insan baskısından uzak tutularak korunmalıdır. Gözümüz kulağımız kalbimiz, insan eli değmemesi için uğraşacağımız Gediz’de, sulak alanlarda ve yaban hayatında.
Kapak fotoğrafı: Hellio & Van Ingen (Doğa Derneği)
