İngiltere merkezli Burberry moda evi, hayvan hakları örgütlerinin artan protestolarının ardından, ürünlerinde timsah ve yılan derisi gibi “egzotik” hayvan derilerinin kullanımını yasakladığını duyurdu. “Egzotik” olarak tanımlanan deriler, yılan, timsah, kertenkele ve devekuşu gibi sığır harici hayvanların derilerinden oluşuyor.
Uyarı: Tetikleyici içerik
PETA gibi hayvan hakları örgütlerinin 10 yıldan fazla süren yoğun kampanyalarının ardından Burberry 2018 yılında kürk ve angora kullanımına yasak getirmişti. Şimdi ise moda devi “egzotik” hayvan derilerini yasaklama konusunda Calvin Klein, Chanel, Jil Sander, Mulberry, Vivienne Westwood, Victoria Beckham ve diğer tasarımcılara katılmış durumda.
Burberry Operasyon ve Finans Direktörü Julie Brown, “İnsanların, gezegenin ve yerel toplulukların sağlığı için olumlu bir fark yaratma taahhüdümüzde kararlıyız. Kurduğumuz güçlü temeller, 2040 yılına kadar iklim değişikliğine karşı pozitif adımlar atma hedefimizin temelini oluşturuyor. Modern ve lüks bir marka olarak, birkaç yıl önce kürk kullanmama taahhüdümüze dayanarak, gelecekte ortaya çıkaracağımız koleksiyonlarda egzotik hayvanların kullanımını yasakladığımızı teyit etmekten memnuniyet duyuyorum,” dedi.
Timsahlar ve yılanlar deri giyim ve aksesuarlar için öldürülüyor
Hayvan hakları örgütleri tarafından yürütülen çok sayıda gizli inceleme ve çekimler, “egzotik deri” endüstrisinin perde arkasını dünya kamuoyuna duyurdu. Aşırı sağlıksız koşullarda, korkunç şiddete maruz bırakılan hayvanlar, özellikle yasal korumanın ve denetimin eksik olduğu ülkelerde henüz canlıyken ve bilinçleri yerindeyken deri çanta, ayakkabı veya ceket uğruna katlediliyor.
Yılan, timsah ve kertenkeleler özel çiftliklerde yetiştirilse de çoğu zaman doğadan yakalanarak esarete alınıyor. Deri endüstrisi buna “hasat” diyor.
PETA tarafından yapılan gizli çekimler, moda endüstrisi için yetiştirilen piton yılanlarının, nemli ve kirli tel kafeslerde hapsedildiğini, işçiler tarafından ağızları ve anüsleri bantla kapatıldıktan sonra başlarına veya kuyruklarına açılmış bir delikten hortum sokularak bir hava kompresörü ile şişirildiklerini ortaya koydu. Boyunları kırılan yılanların başlarına metal çubuk sokulurken bazı hayvanların hala bilinçli olduğu ve dakikalar boyunca acı içinde kıvrandığı görüldü.
Bir başka gizli araştırmada yılanların kafalarına, pala veya çekiç benzeri büyük aletlerle ağır bir darbe ile vurulduğu gözler önüne serildi. Ardından derilerini bedenlerinden daha kolay ayırabilmek için hayvanların yerden yüksekte asılı duran kancalara takılarak asıldığı kaydedildi.
PETA kampanyaları, “Timsahların ortadan ikiye kesildiği, pitonların hava kompresörleriyle şişirildiği ve kertenkelelerin giysi ve aksesuarlar için başlarının kesildiği bir endüstri hiçbir surette şık olamaz” sloganıyla dünya çapında milyonlarca kişinin desteğini topladı.
Halk sağlığı da tehdit altında
Halk sağlığı ve doğa koruma uzmanları, hayvanları hijyenik olmayan koşullarda kapatmanın ve kesmenin virüsler için üreme alanı oluşturduğu konusunda defalarca endüstriyi ve hükümetleri uyarmıştı. Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü de dahil olmak üzere önde gelen kuruluşlar ve uzman sağlıkçılar, yakın zamanda insanlığın “doğa ile kopmuş ilişkisini” vurgulayarak bir sonraki pandeminin gıda ve moda endüstrisinden gelebileceği konusunda gerekli hatırlatmaları yapmış, önlem alınması çağrısı yapmıştı.
Pek çok insanın ve insan harici hayvanın hayatına mal olan COVID-19 gibi zoonotik hastalıklar, insan olmayan diğer hayvan türleri aracılığıyla bize bulaşıyor.
Koruma uzmanları; kertenkele, yılan, vatoz, timsah ve diğer hayvanlardan elde edilen “egzotik” hayvan derilerinin ve küresel yabani hayvan ticaretinin, insanları enfekte eden zoonotik hastalıkların yayılmasına önemli ölçüde katkıda bulunduğunu bilimsel makalelerle paylaşmıştı.
Burberry’nin yasağı hakkında konuşan PETA UK Başkan Yardımcısı Mimi Bekhechi, “Louis Vuitton, Hermès ve Gucci gibi markalar hala ‘egzotik’ hayvanları kullanan sorumsuz moda tasarımcılarından bazıları. Bunlar yalnızca hayvanların sömürülmesinden ve katledilmesinden faydalanmakla kalmıyor, aynı zamanda halk sağlığı ile Rus ruleti oynuyor. Modanın geleceği vegan ve bunu benimsemeyenler tarih sayfalarından silinip gidecek,” dedi.
Duyarsız kalan Hermes’e çağrılar devam ediyor
Moda endsütrisinde farkındalık yaratmaya ve hayvan kullanımına son verme amacıyla etik ve ekolojik moda anlayışı için çabalayan Collective Fashion Justice, özellikle son yıllarda artan çağrılara kulak vermesi için bir kez daha bir başka moda devi olan Hermes’e sesleniyor: “Moda sektörünün diğer markalarının geride kalmaması için bu adımı takip ederek ayak uydurması gerekiyor (size sesleniyoruz Hermes)!”
2021’de Farm Transparency Project tarafından Kindness Project’e verilen şok edici yeni görüntüler, Fransız moda devi Hermès’e ve tedarikçilerine ait çiftliklerde tutsak edilen Avustralya tuzlu su timsahlarının maruz bırakıldığı eziyeti ortaya koymuştu. Oyuncu Evanna Lynch tarafından aktarılan görgü tanığı görüntüleri, timsahların parçalandığı ve tornavidayla bıçaklandığı anları paylaşmış, video kayıtlarının ardından Hermès’in sebep olduğu hayvan zulmüne karşı dünya çapında büyük bir kampanya yürütülmeye başlanmıştı.
Kindness Project, görüntülerin yayınlanmasının ardından, Hermès’i timsah derisi satışını durdurmaya teşvik etmek için #DropCroc etiketiyle sosyal medyada bir kampanya başlatmıştı.
Bir Hermès çantası yapmak için en az üç timsah öldürülüyor. Dünyanın başlıca tuzlu su timsah derisi üreticisi Avustralya, bunun %90’ını uluslararası pazara ihraç ediyor. Protestoların hedefi olan Hermès, mevcut çiftliklere ek olarak, yakın zamanda Avustralya’nın en büyük timsah çiftliğini inşa ederek 50 bin hayvanı daha hapsederek operasyonlarını genişletmeyi planlıyor.
Kaynak: Collective Fashion Justice, PETA, Eco Textile, Surge Activism
Kapak fotoğrafı: PETA