7 Aralık 2017’de National Geographic, açlıktan ölmek üzere olan bir kutup ayısının görüntülerini paylaştı ve kamuoyunda oldukça büyük etki yarattı.
Küresel ısınmanın en çok etki ettiği bölge olan kuzey kutbunda çekilen görüntüler, çevresel felaketin hayvanlar üzerinde olan etkilerini görmemiz açısından çok önemli bir rol oynadı.
Sosyal medya üzerinden görüntüleri çeken ekip ile ilgili kutup ayısına neden yardım edilmediği konusu çok fazla soruldu ve ekip tarafından bir dizi açıklama yapıldı. Ekip üyeleri, en yakındaki yerleşimden oldukça uzak oldukları ve bu yüzden kimseden yardım isteyemeyeceklerini belirterek, nihayetinde karşılarındaki hayvanın bir yırtıcı olduğunu ve üzerlerinde hiçbir koruyucunun bulunmadığını ekledi. Yapabilecekleri en iyi şeyin kameraları ile bu korkunç manzarayı dünyaya duyurabilmek olduğunu düşünmüşler.
Yapılan son araştırmada diyetimizin çevreye olan etkileri incelendi. Araştırmada, hayvansal ürünlerin kullanım ve tüketimi, bitkisel bazlı ürünlerin kullanımı ve tüketimine nazaran çevreye çok daha fazla etki ettiğini ortaya koydu. Buna ek olarak, sağlıklı besinleri tüketmek ile çevre dostu opsiyonların birbiri ile örtüştüğü belirtildi.
37 ülkeden toplanan veriler ile yapılan araştırmada, önerilen diyetlerin ekolojik izlerimizde büyük etkilerinin olduğu ama buna rağmen çevresel etkilerin ise göz ardı edildiği vurgulandı. Araştırma ekibine göre, yiyecek sistemimiz ekolojik çevreye çok fazla yük bindiriyor. Sera gazı salınımının %86’sı hayvancılık kökenli. Bu yüksek oranda sera gazı salınımı biyolojik çeşitliliği, arazi kullanımınıtehdit ederken, iklim değişimine de büyük etki ediyor.
Araştırmada ek olarak, bitki bazlı proteinler, hayvansal protein yerine öneriliyor çevresel ve ekolojik iyileştirmeler için. Günümüzde de çoğu ülke artık kırmızı et tüketimini azaltmaya yönelik girişimlerde bulunuyor; kimi zaman kırmızı et yerine beyaz et tüketimini teşvik ediyor. Fakat bu araştırmada altı çizilen başka bir konu da, beyaz ya da kırmızı et fark etmeksizin, genel et tüketiminin bitkisel bazlı besinlere yönelmesini öneriyor, zira tavuk çiftlikleri de ekolojik olarak çok fazla zarar veren bir endüstri.
Yeme alışkanlıklarımız hem kendi sağlığımıza, hem dünyada yaşayan diğer canlılara hem de yaşadığımız dünyaya tehdit olmaktan çıkıp, tek düşman olarak önüne geleni yok etmeye başladı.
