Egzotik hayvanların “sevimli” olarak lanse edilen videolarını paylaşmak yaban hayvan ticaretini tetikliyor, daha fazla hayvanın doğadan koparılıp ait olmadıkları bir dünyaya hapsedilmesine sebep oluyor.

Avustralya Adelaide Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, YouTube gibi video paylaşım platformlarının, egzotik hayvanların “evcil” olduğu fikrini normalleştireceğinden ve egzotik evcil hayvan ticaretini artıracağından endişe duyuyor.

Bu yıl PLOS One’da yayımlanan bir çalışmada araştırmacılar, egzotik hayvanlarla insan etkileşimlerini içeren YouTube’daki videolara insanların verdikleri tepkileri analiz etti ve bu tepkilerin ezici bir çoğunlukla “olumlu” olduğunu buldu.

Pozitif emoji ve yorumlar çarpık durumu normalleştiriyor

Araştırmacılar, egzotik yabani kedilerin ve primatların yer aldığı 346 popüler videoya gönderilen yorumlar üzerinden, metin ve emoji kullanımı yoluyla tepkileri analiz etti. Videolarda insanlarla veya evcil kediler ve köpekler gibi diğer hayvanlarla etkileşime giren egzotik hayvanlar yer alıyordu. İncelenen videolar bir milyondan fazla görüntüleme aldı ve yorumlar 2006 ile Ekim 2019 arasında yapıldı.

Adelaide Üniversitesi’nde son sınıf veteriner hekimliği öğrencisi olan ve araştırmanın yazarlarından olan Georgia Moloney, egzotik hayvanlarla “doğal olmayan etkileşimleri” gösteren tek medya platformunun YouTube olmadığını, fakat şu anda dünya çapında bir numaralı video paylaşım platformu ve üçüncü en büyük sosyal medya platformu olduğunu söyledi.

Kaynak: CNN

Hayvana işkence “şirin” bulunuyor

Moloney; YouTube’da analiz edilen videolarda gözlemledikleri hayvan ve etkileşim türleri arasında yaygın olarak, maymunlara çocukmuş gibi bebek bezi bağlanması, primatların evcil hayvanlar gibi gösterilmesi, zincire vurulmuş kaplanların videoya kaydedilmesi ve evlerin bahçesinde insanlarla etkileşime girmek için zorlanan diğer büyük kediler olduğunu belirtti.

“‘Çok şirin değil mi’ şeklindeki yorumlara ek olarak, insanların bu hayvanlara yakın olmak ve benzer bir etkileşime girmek istediklerini de belirttiklerini gördük. Bu durum endişe verici çünkü bu tür etkileşimlerin normal ve kabul edilebilir olduğu fikrini aşılıyor. Aynı zamanda cazip bir duruma getirerek egzotik ‘evcil’ hayvan ticaretini destekleyebiliyor.”

Sosyal medyanın gücü ve rolü: Gıdıklamak İşkencedir

Çalışmada gözlemlenen tek duygu değişikliği, primatların yer aldığı videolara tepki olarak olumsuz bir eğilimin gözlemlendiği 2015 yılında gerçekleşti. Araştırmacılar bu sonucu kısmen, yavaş lorislere yönelik zulmü durdurmak için “Gıdıklamak İşkencedir” sloganıyla yürütülen hayvan kurtarma kampanyasının etkisine bağlıyor.

Moloney, “2015’te primat videolarına yapılan yorumlarda gözlemlediğimiz olumsuz eğilim, ‘Gıdıklamak İşkencedir‘ kampanyasıyla bağlantılı olabilir. Bu, sosyal medyanın gücünü, hayvanlara eziyet ve sömürünün önlenmesinde oynayabileceği rolü gösteriyor” dedi.

Yavaş loris olarak bilinen hayvanların dişleri, “evcil hayvan” olarak satılmadan önce kesilir veya çekilir. Bu genellikle enfeksiyon ve ölümle sonuçlanan bir uygulamadır. Fotoğraf: International Animal Rescue – CC BY-SA 1.0

İzleyici şikayet bildirimleri çok önemli

Egzotik evcil (!) hayvan ticareti, dünyanın her yerinden yüklenen videolarla her geçen gün daha büyük bir küresel sorun haline gelmeye başlıyor.

2008 yılından bu yana egzotik hayvan ve vahşi yaşam ticaretini inceleyen Adelaide Üniversitesi Hayvan ve Veterinerlik Bilimleri Okulu’ndan araştırma lideri Dr. Anne-Lise Chaber, yayımlanan içerikler konusunda YouTube’un belirli beklentileri ve sınırlamaları olduğunu söyledi. Buna rağmen ağırlıklı olarak izleyicilerden gelen şikayet bildirimleri üzerine ihlalleri ve yasadışı içerikleri kaldırdıklarını vurguladı.

Dr. Chaber, “Mevcut yayın politikaları, hayvana neyin zararlı veya üzücü olduğunu belirlemek için halka güveniyor ve halka bel bağlıyor. Ama herkes bunu fark edecek veya yapacak bilgiye sahip olmayabilir” dedi.

“Bir videoda gıdıklandığında gülümsüyormuş gibi görünen yavaş loris, görünürde ne şiddet içeren, ne de ciddi rahatsızlık veren bir içeriktir. Bu durumda hayvanın stresli olduğu görebilmek ve videoyu bildirme görevi izleyiciye bırakılır.”

İyileştirilmiş yayın politikaları ve raporlama sistemleri şart

Dr Chaber şunları ekliyor: “YouTube’un halkı neyin uygunsuz olduğu konusunda bilgilendirmede daha aktif bir rol oynayabilmesinin bir yolu, tıklandığında insanları o hayvanla ilgili önemli bilgilere götüren videolara bir simge yerleştirmek olabilir. Eğitim çok önemli, fakat bunun iyileştirilmiş yayın politikaları ve raporlama sistemleriyle el ele gitmesi gerekiyor.”

Bu amaçla çözüm önerisinde bulunan araştırmacılar, video başlıklarındaki veya açıklamalarındaki tür adları gibi önemli anahtar kelimeleri otomatik olarak algılayan ve anında inceleme için işaretleyen yazılımlar geliştirilebileceğini söylüyor.

Ayrıca, Instagram’ın Yaban Hayatı Uyarı Sistemi’ne benzer şekilde, videoyu görüntelemeden önce ekranda izleyici için bilgi sunulmasını öneriyorlar. İçerikte görülen nesli tehlike altındaki egzotik türleri doğru bir şekilde tanımlayan ve hayvanların koruma statüleriyle ilgili izleyiciye bilgi veren yapay zeka sistemlerinin devreye sokulabileceğini vurguluyorlar.

Endonezya’da dünyanın dört bir yanına “pet” olarak satılmak üzere kafeslerde bekletilen maymunlar. Fotoğraf: Action for Primates

Paylaşmadan önce durup düşünün

Unutmamak gerekir ki; Tayland’da veya Aslan Park’ta fotoğraf için kucağınıza verilen o kaplan yavrusu, Hindistan’da üzerinde seyahat ederken filme aldığınız fil, Antalya sokaklarında veya Afrika’da turistler için elbise giydirilen maymun sefalet dolu bir yaşam sürüyor.

Salatalıkla korkutulan veya tüyleri boyanan kedilerin videoları, korku içinde çığlık attığı belirtilmeden paylaşılan “şirin” kurbağa videosu, kış mantosuyla karda oynatılan maymun, okul kıyafetleriyle arka ayakları üzerinde yürümeye zorlanan köpek veya turistler arasında fotoğraf çekimi için elden ele dolaştıktan hayatını kaybeden yavru yunusun videosu…

  • “Komik ve şirin” hayvan videolarına denk geldiğinizde lütfen paylaşmadan önce durun. 
  • Hayvanın istemediği hareketleri yapmak için eziyet içeren ne tür eğitimlere katlanmak zorunda kaldığını, stres altında verdiği tepkilerin nasıl gizlendiğini, doğasından koparılarak ya da esaret altında üretilerek ait olmadığı bir dünyada nasıl yaşam mücadelesi verdiğini düşünün. 
  • İyi niyetle veya binlerce beğeni uğruna anlık olarak yaygınlaştırdığınız videonun özendirici etkisinin hayvan ticaretini nasıl tetiklediğini, bu düşüncesiz paylaşımın o hayvanın doğadaki türdeşlerinin yaşamını nasıl tehlikeye attığını düşünün. 
  • YouTube, Instagram ve TikTok gibi platformlarda denk geldiğiniz bu tür videoları ihbar edin, bildirin. Paylaşanları lütfen uyarın. 

Tabii bu videolara, son zamanlarda gittikçe yaygınlaşan ve popülerleşen sözde “hayvan kurtarma videoları” da dahil. Bununla ilgili bilgilendirici bir içeriği de çok yakında paylaşacağız.

Henüz yavruyken yakalanan nesli tehlike altındaki bir çöl tilkisi köy ağılında tutsak ediliyor. Fotoğraf: Bruno D’Amicis/World Press Photo

Kaynak: Cosmos Magazine, Adelaide Üniversitesi

Önceki İçerikDekapot kabuklular ve kafadanbacaklı yumuşakçalar “duyarlı varlıklar” ilan edildi
Sonraki İçerikYeni araştırma: ABD’li çocukların çoğu hayvanları yemeyi doğru bulmuyor

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.