Kamuya açılan kayıtlar sayesinde yağmur ormanlarındaki sesleri dünyanın her yerinden duymak artık mümkün. Bu kayıtlar ile çeşitli türleri gözlemlemek ve fil avcılarını tespit etmek mümkün hale geldi.
Göğüslerini yumruklayan goriller, birbirlerine seslenen şempanzeler, gürleyen filler, avcıların ateşlediği silahlar… Bunlar, Kongo’nun yağmur ormanlarında 2017’den beri 50 mikrofondan oluşan bir sistemle kaydedilen, milyonlarca saati bulan kayıtlarda duyulan seslerden yalnızca bazıları.
Kongo Cumhuriyeti’ndeki Nouabalé-Ndoki Milli Parkı’ndaki bu büyük çaplı ses dinleme girişimi 1240 metrekareden fazla alanı kapsıyor. Proje, Cornell Üniversitesi’nin Fil Dinleme Projesi’nin bir parçası olarak, 1999 yılında orman filleri arasındaki iletişimi gözlemek ve kaçak avcıları* tespit etmek için hayata geçirildi.
Yaban Hayatı Koruma Derneği (Wildlife Conservation Society) ile işbirliği yapılan bu projede, fil nüfusu hakkında tahmin yapmak, petrol arama çalışmalarının etkilerini tespit etmek ve korunan bölgelerdeki silahlı yasadışı* avcılığın boyutunu ölçmek için işitsel yöntemler kullanıldı.
Projenin yöneticisi davranışsal çevrebilimci Peter Wrege kaydettikleri bu seslere herkesin ulaşabilmesi için yıllardır çabaladığını söylüyor. Bu artık mümkün: Bu ormanlardaki sayısız ses kaydı artık Amazon Web Services üzerinden diğer araştırmacılara açıldı.
Wrege, avcı hareketliliğini dinlemenin avcılığı engellemeye çalışan ekiplerin stratejilerini gözden geçirmek için de bir fırsat olduğunu söylüyor.
Örneğin, 2018 başlarındaki üç ay süren bekçilik eğitimi sebebiyle devriye sayılarında bir azalma olmuş ve bu süreçte silah sesi sayılarında bir sıçrama meydana gelmiş. Ses kayıtları sayesinde avlanmaların parkın derinliklerine doğru olduğu anlaşılmış ve devriyeler buna göre ayarlanmaya başlamış.
Wrege, kaçak avcılığı* engellemek için yapılan devriyelere birçok ülkede çok fazla para harcandığını belirtiyor. Peki, bu kaçak avcılığı gerçekten azaltıyor mu?
Ses kayıtları, 2018 yılı boyunca sıklaştırılan devriyelerin, avcılık faaliyetlerini düşürdüğünü onaylar nitelikte.
Hızla gelişen bir alan
Sesleri dinleyerek kaçak avcıların* izini sürmek ve bu ses kayıtlarını paylaşmak hızla gelişen bir alan. Topher White yasadışı ağaç kesimini gözlemlemek, kaçak avcıları tespit etmek ve yağmur ormanları seslerinden bir dijital kütüphane kurmak için 2014’te biyoakustik gözlem şirketi Rainforest Connection‘ı kurdu.
Geri dönüştürülmüş cep telefonlarını kullanarak 20 ülkede birden kamyon, motorsiklet, motorlu testere ve silah seslerini saptayabiliyorlar. Park bekçileri, bilim insanları ve isteyen herkes bu kayıtlara şirketin sitesinden ulaşabiliyor**.
Fillerin zaman zaman iletişim kurmak için çıkardıkları sesötesi ses kayıtlarını bir süredir internette arayan White ve ekibi, Wrege’nin kayıtlarını altın madenine benzetiyor.
Wrege, ses kayıtlarının gelecek araştırmalar için büyük bir fırsat olduğunu söylüyor. Bu kayıtlar böcekler, kurbağalar, kuşlar, goriller ve şempanzelerle ilgili yapılan çalışmalarda da kullanılabilir. Bir kuş sesleri müzesi dahi oluşturabileceğini öngörüyor Wrege.
White da, gelişmelerin biyoakustik için heyecan verici olduğunu söylüyor. İklim değişikliği dünyayı tehdit ederken “bu sesleri kaydetmek oldukça önemli çünkü onları bir daha duyamayacak olabiliriz.”
Kaynak: National Geographic
Kapak fotoğrafı: Wildlife Conservation Society
Çeviri: Emre Kayatepe
(*) Çeviride National Geographic tarafından kullanılan terimlere sadık kalınmıştır. Vegan Derneği olarak yasal veya yasadışı (kaçak) avcılık arasında fark görmüyoruz. Av cinayettir.
(**) Uygulamayı iOS için buradan, Android için buradan indirebilirsiniz.
Rainforest Connection, iklim değişikliğinin en büyük sebeplerinden biri olan ormansızlaşmayı ve ormansızlaşma sonucu ortaya çıkan biyoçeşitlilik kaybını teknoloji yardımıyla engellemeyi hedefliyor.
“Mevcut tespit sistemleri, yağmur ormanlarının yıkımını günler veya haftalar sonra gösteren uydulara dayanıyor. Altyapımız, dünyanın ilk gerçek zamanlı kayıt algılama sistemidir. Verileri açık ve eşzamanlı olarak herkese aktarırken ormansızlaşma faaliyetini de başladığı anda tespit edebiliyoruz.
Her bir RFCx cihazı, 1000’den fazla farklı bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapacak kadar büyük bir orman alanını koruyarak 15.000 metrik ton karbondioksitin atmosfere salınmasını önleyebilir. Bu rakam, 3.000 arabayı trafikten çıkarmaya eşdeğer.
Ayrıca topraklarını insan faaliyetlerinden, ağaç kesiminden ve kaçak avcılıktan* korumak için çalışan yerel toplulukları güçlendiren ortaklıklar oluşturmaya da odaklanıyoruz.
Bazı durumlarda, bir yağmur ormanının çevresini korumak aslında arkasındaki her şeyi korumak anlamına gelebilir. Yağmur ormanlarını kurtarmak gezegenimizi kurtarmanın anahtarıdır.
Aşağıdakilerle mücadeleye yardımcı olmak için koruma teknolojilerini sahada çalışan paydaşlarımızla paylaşmaya hazırız:
- Ormansızlaşma, küresel karbon emisyonlarının %17’sini oluşturuyor.
- Dinozorlar zamanından beri en büyük biyoçeşitlilik kaybı.
- Güney Amerika’daki Sao Paulo gibi büyük şehirlerde 20 milyondan fazla insanı etkileyen tarihi kuraklıklar (doğrudan Amazon yağmur ormanlarının yok edilmesiyle bağlantılı).
- Brezilya Amazon yağmur ormanlarının %20’sini oluşturan Yerli Rezervlerin yok edilmesi (hâlâ bozulmamış oldukları için artık daha fazla yasadışı avcının ve ağaç kesiminin hedefi oluyor).
- Yağmur ormanlarının meralara indirgenmesi ve arazilerin daha verimsiz şekilde kullanımı, yılda 2-5 trilyon dolarlık GSYİH ekonomik kayıplarına sebep oluyor.”