Kesinlikle vazgeçebilirsin. Milyonlarca insan yaptıysa sen de yapabilirsin. Bunun yollarını birazdan paylaşacağız.
Peynirden asla vazgeçemeyeceğini düşünen ve bunu açıkça dile getiren tek kişi sen değilsin. Hayvanlara, doğaya ve kendi sağlığına önem verdiğini belirten ve vegan yaşama geçmeyi düşünen pek çok kişi peyniri ve süt ürünlerini hayatından çıkarmayı en büyük engel olarak görüyor. Veganlar da, veganlığın özünü anladığını ve veganizmi desteklediğini söyleyen ama kendisinin neden vegan olamadığını peynir ikilemiyle açıklamaya çalışan pek çok kişiden bu keskin ve kararlı ifadeyi pek çok kez duymuştur.
Peyniri bırakamayacağını ileri süren kişilerin bazıları peynir için bitkisel alternatifler olmadığını düşündüğünden, bazıları da hayvan sömürüsünden elde edilen süt ve süt ürünlerinin sağlığa zararlarını ve endüstrinin ardındaki etik sorunları bilmediği için bu yaklaşımı benimsiyor. Diğerleri içinse peynir, alerji veya intolerans geliştirmiş olsalar bile tam bir “bağımlılık” olarak görülüyor.
Peynir, kazein ve bağımlılık
Bağımlılık konusunda haksız da sayılmazlar çünkü bilim insanları peynir içerisinde, beyinde bağımlılıkla ilişkilendirilen opioid reseptörlerini tetikleyen bir kimyasal tespit etti. İçerdiği yüksek oranda kazein yüzünden artık peynirin bağımlılık yapıcı etkisi olduğu biliniyor.
Kazein sütte bulunan bir proteindir ve yapımındaki işlemler gereği, peynir süte oranla çok daha fazla kazein içerir. Kazein opioid sistemini harekete geçirerek kişiye haz verir. Evrimsel açıdan baktığımızda bu ilk etapta mantıklı bile gelebilir çünkü ödül sistemimizin bütün amacı olumlu ve yararlı davranışları teşvik etmek, yararsız olanları engellemektir. Yeni doğduğumuzda sadece anne sütüyle beslendiğimizi ve hayatımızın buna bağlı olduğunu göz önüne aldığımızda, süt içmeyi sevmemenin büyük bir sorun olacağını görmek zor değil. Bu anlamda annemizin sütünü içtiğimiz için beynimiz tarafından ödüllendiriliyoruz.
Buraya kadar çok mantıklı.
Fakat sonrasında sütten kesildiğimizde ve ona artık ihtiyaç duymadığımızda bile bize sürekli başka türden annelerin sütü veriliyor. Çünkü bize, türlü işkencelerle hayvanların doğal döngüsünden çıkarılarak sürekli üretmeye zorlandığı sıvıyı içmeye dayatan mevcut sistem arka planda çalışıyor. Bu süreçte en kibar tabirle garip bir davranış olan insan dışı hayvanların sütlerini içmeye alıştırılıyoruz. Daha sonra kazein ile yüklü peynire eriştiğimizde ise, beynimiz, tabiri caizse, beşinci vitese geçiyor! Ve Dr. Colin Campbell’ın “The China Study” kitabında da belirttiği kazeinin kanserojen etkileri de…
Hayvansal süt ve süt ürünleri olmadan da yaşayabilirsin
Ama artık doğru bilinen yanlışları bir kenara bırakıp kendini sütten kesmenin, peyniri ve hayvanların vücut sıvılarından elde edilmiş diğer ürünleri bırakmanın vakti geldi.
Çünkü peynir dediğimiz şey, aslında ineklerin yıllarca “suni döllenme” yoluyla cinsel şiddete maruz bırakılması ve her seferinde yavrularından ayrılmaya zorlanması yoluyla elde edilen, yüksek oranda yağ ve tuz içeren, işlenmiş bir beden sıvısı.
Üstelik hissettiğimiz o bağımlı olma halini tetiklemesi için özel olarak tatlandırılan yapay bir sıvı. Bilinenin aksine sağlığımız için hiç de iyi değil.
Süt olmadan yaşayabilirsin ve gayet sağlıklı olabilirsin. Daha da önemlisi, hayvanları korkunç işkencelere maruz bırakan bir sistemin parçası olmayı reddebilirsin.
Bu süreçte sana yardımcı olabilecek bazı önerilerimiz var:
- Süt ve peynirin hayvanlara ve sağlığına verdiği zararlara dair bilgi edin: Her şeyden önce bilgi sahibi ol. Süt ve peynirin sofralara nasıl geldiğini öğrenmek için hayvancılık ve süt endüstrisinin perde arkasını anlatan makaleleri okuyup belgeselleri izle. Üretim süreci ve sonrasında işkence gören hayvanların çığlığını duyup acısını hissettiğinde, reklamlarda bize gösterilen “mutlu ineklerin” gerçek olmadığını görüp (çok büyük ihtimalle) peyniri tamamen hayatından çıkaracaksın ve bunun için hiçbir pişmanlık duymayacaksın. Hedefine odaklanmakta zorluk çektiğin her an bu tür destekleyici yazılı ve görsel bilgilere başvurabilirsin. Eğer halihazırda zaten vejetaryensen, bu bilgiler vegan bir yaşamı benimsemene yardımcı olacak. Üstelik bu bilgiler, vegan olduğun için sana gelebilecek temelsiz eleştirileri güvenle göğüslemene yardımcı olacak. Peynirin insan sağlığına zararlarını öğrenmek için de konuya hakim tıp doktorlarının (1,2) ve vegan uzman diyetisyenlerin güncel ve endüstriden bağımsız bilgilerine başvurabilirsin.
- Kendini sorgula ve gerekçen konusunda net ol: Peyniri bırakma nedenin konusunda kendine dürüst olmak atacağın ilk adımlardan biri. Eğer hayvan sömürüsünün bir parçası olmak istemediğin için peyniri bırakıyorsan bu gerekçe, canın peynirli bir pizza çektiğinde veya kahvaltıda gözün peyniri aradığında seni daha güçlü ve iyi hissettirecek; o peyniri yemene engel olacak. Eğer sağlık nedeniyle peyniri bırakıyorsan daha somut bir neden belirlemeyi dene. Çünkü net bir gerekçe sağlığın konusunda sonuçlarını kolaylıkla görebileceğin hedefler belirlemene de yardımcı olur (sindirim sistemini veya cildini düzeltmek gibi). Çok genel bir gerekçe, ucu açık olacağı ve başarılması imkansız gibi görüneceği için kısa sürede peynir tüketmeye geri dönmene neden olabilir.
- Evini hayvan kaynaklı peynirlerden arındır: Peyniri bırakmaya karar verdikten hemen sonra buzdolabını yeniden düzenleye başlamak ve alacağın ürünlerin içeriğini okumak çok önemli. Çünkü peynirin bağımlılık döngüsünü kırmak için geçerli tek yol, hayvansal süt içeren diğer ürünleri de tamamen hayatından çıkarmak. Eğer yalnız yaşamıyorsan, ailene ve arkadaşlarına peyniri bırakma gerekçeni açıklayarak onlardan bu süreçte destek isteyebilirsin.
- Odağını kaybetme: Alışveriş yaparken veya dışarıda yemeğe gittiğinde kendini kısıtlanmış hissetmene neden olacak şeyler yapmamaya çalış. Eğer süt ve peynir reyonunun önünden geçerken peynirlere bakıp iç geçiriyorsan, bir dahaki sefere o reyonun önünde geçmemek iyi bir fikir. Benzer bir şekilde, restorana gittiğinde kararsız kaldın ve peynirli seçenekleri gözden geçirirken kararını sorgulamaya başladın. Böyle bir durumda birinci maddeye geri dön ve neden peynir yemeyi bıraktığını hatırlayarak odağını kaybetme. Eğer çok açıkmamışsan, navegan yemekler sunan veya vegan seçenekleri olmayan bir restorana girme. Çünkü bu tür yerlerdeki seçenekler peynire karşı direncini kırmana neden olabilir. Vegan yaşama geçmek için hazırlanmış olan rehber sayfaları da takip ederek lezzetli ve pratik sebze yemekleri yapabilir, ikame bitkisel ürünler hakkında bilgi alabilirsin.
- Sipariş verme yöntemini değiştirip “peynirsiz” istediğini vurgula: Eğer vegan restoranda değilsen ve bulunduğun yerde vegan seçenekler de yoksa, sipariş verirken pizzayı, salatayı, sandviçi veya makarnayı “peynirsiz” hazırlamalarını rica edebilirsin. Bu hem hayvan sömürüsüne hem de yüksek kolesterol ve kaloriye set çekmene yardımcı olacak.
- İyi bir peynir alternatifi süreci kolaylaştırabilir: Peynirsiz bir yaşama geçişte bitki temelli peynir seçenekleri, eksikliğini hissettiğin anlarda sana yardımcı olabilir. Piyasadaki mevcut vegan peynirleri deneyip damak zevkine uygun olanı kullanabilirsin. Hatta evde kendi vegan peynirini kendin yapabilirsin. Yemeklerin üzerine serpebileceğin besin mayası da alıştığın tadı yakalamanı ve ek vitaminler almanı kolaylaştırabilir.
Vegan yaşama geçiş aşamasında faydalanabileceğin bazı kaynaklar:
- https://veganlik.org
- https://www.kolayvegan.com
- https://vegangazete.com
- http://vegansef.com
- bitkiselbesleniyorum.com
- instagram.com/basitvegan
- instagram.com/plantgevity
- instagram.com/mutlu_vegan
- Vegan Bakkal
- Vegan Dükkan
- Vegan Dünyası
- https://gps.vegans.live & http://rota.tvd.org.tr
Kaynaklar: One Green Planet, Million Dollar Vegan
Çeviri ve düzenleme: Emre Kayatepe, Boğaziçi Üniversitesi 2020 Psikoloji Bölümü mezunu, TVD gönüllüsü