Vegan aktör Jerome Flynn, hayvan hakları aktivistleriyle birlikte İngiltere’nin en büyük fabrika tipi çiftliklerinden biri olan Hogwood’un kapılarını aralıyor. Seslendirmesini yaptığı 35 dakikalık yeni belgeselin adı “Hogwood: Modern Bir Korku Hikâyesi” (Hogwood: A Modern Horror Story). 

Pek çok kişinin Game of Thrones dizisinden tanıdığı Jerome Flynn, yönetmenliğini Tony Wardle’ın yaptığı belgesel ile İngiltere’nin en bilinen domuz çiftliklerinden birini ifşa ediyor. Flynn’in seslendirmesine gizli çekimler, Viva! adlı örgütün üyeleri ve araştırmacılarla yapılan röportajlar eşlik ediyor. Oxford Üniversitesi’nde araştırmacı olan Joseph Poore ve kamu sağlığı uzmanı Dr. Josh Cullimore da belgeselde görüş ve deneyimlerini aktarıyor. 

Jerome Flynn

Yönetmen Wardle, “Hogwood’da yaptığımız çekimler insanı dehşete düşürüyor; son derece üzücü ve ıstırap verici” diyor: “Ancak bu görüntülerin tipik olup olmadığına dair ipucunu, domuzculuk sektöründe 50 yıl çalışmış olan veteriner hekim Roger Blowey’den alıyoruz. Blowey Hogwood’un ‘cehennemin yeryüzündeki yansıması’ olmadığını, yalnızca standart bir yoğun domuzculuk ünitesi’ olduğunu söylüyor.”

Wardle “iyi hayvan refahı uygulamaları” ile “yoğun hayvan yetiştiriciliğinin” birbiriyle çelişen kavramlar olduğunu vurgulayarak “Birinin olduğu yerde diğeri var olamaz,” diyor. 

Nitekim Ağustos 2019’da haberlere yansıyan hak ihlalleri de bunu tekrar tekrar kanıtlar nitelikte. 2017, 2018 ve 2019’da tesiste gizli çekim yapan vegan Viva! aktivistleri üretim çiftliklerindeki rutin esaret koşullarına ve bu olumsuz koşulların hayvanlar üzerinde meydana getirdiği fiziksel ve psikolojik sorunlara ek olarak, tesis çalışanlarının domuzları demir sopalarla dövdüğünü, oradan oraya fırlattığını ve bazı domuzların diğerlerinin saldırısına maruz kaldığını ortaya koymuştu.   

“Böylesine önemli bir belgeselin seslendirmesini yapmak benim için bir onur” diyen Jerome Flynn, “Hogwood duvarlarının ardındaki hayvan istismarını ve korkunç koşulları gördükten sonra bir şeyler yapmalıydım. Hogwood’daki domuzlar ‘ürün’ değil. Onlar; tıpkı bizim gibi hissedebilen, duyguları olan bilinç sahibi bireyler. Bundan daha iyi bir yaşamı hak ediyorlar,” diyor.

Kitlesel fonlama sitesi üzerinden 42 bin 501 pound destek ile hayata geçirilen belgesel, şu anda Apple TV, Amazon Prime ve Google Play Movies uygulamalarından izlenebiliyor.

Viva Vegan Charity

Fabrika tipi hayvancılık ve pandemiler

Yeni tip koronavirüs pandemisinin etkisini göz önünde bulundurduğumuzda belgeselin zamanlaması da oldukça yerinde. Uzmanlar virüsün hayvandan insana geçen (zoonotik) bir virüs olduğuna inanıyor. 

Belgesel, et üretiminin çevre kirliliği açısından verdiği zararları da ortaya koyarken, aynı zamanda koronavirüs gibi bulaşıcı hastalıkların yayılması için ne denli elverişli ortamlar hazırladığını da gözler önüne seriyor. Yönetmen Wardle bu noktada, belgeselde kamu sağlığı uzmanı Cullimore’un söylediklerini alıntılayarak, “Yoğun hayvan üretimi uygulamaları, gelecekte karşılaşacağımız pandemilerde önemli bir rol oynayacak,” diyor. 

“Hogwood” önümüzdeki yıllarda dünyayı etkisi altına alacak salgınları engellemek için küresel ölçekte et ve süt ürünleri tüketiminin azaltmasına vurgu yapıyor. Ancak yönetmen, özellikle İngiltere hükümetinin bu yönde adım atmayı reddetmesi nedeniyle bunun kolay bir iş olmadığının altını çiziyor. 

“Hükümetler […] bu endüstrilere müdahale etmekten imtina ediyor çünkü herhangi bir gerekçeyle et ve süt ürünleri satışlarının kısıtlanması durumunda seçimlerde popülerliklerini yitireceklerini düşünüyorlar. Ayrıca en çok oy aldıkları grup, kırsal kesimlerde yaşayan topluluklar. Kendilerine oy getiren bir sistemi dışarıda bırakmak istemiyorlar.

Hayvancılık endüstrisinin yarattığı sorunlar o kadar çok ki, öncelik bu endüstrinin tamamen ortadan kaldırılması olmalı. Bunu yapmak için de hükümetin gerekli destek mekanizmalarını belirlemesi gerekiyor.”

Viva Vegan Charity

Belgesellerin etkisi

Hayvanların yaşam haklarını konu alan belgeseller vegan bir dünya inşasında kritik bir öneme sahip. Cowspiracy, Dominion, Earthlings ve What The Health gibi pek çok belgesel hayvan ve hayvansal ürün tüketiminin meydana getirdiği sorunları etik, çevre ve sağlık boyutlarıyla küresel ölçekte ele alırken, Blackfish ve The Cove gibi belgeseller de esaret endüstrisinin ardındaki görünmeyen hayvan sömürüsünü dünya kamuoyuna duyurdu. Yayınlanan her yeni belgesel diyalog zemini yaratma, zihinleri açma, alışkanlıkları değiştirme ve değişimi beraberinde getirme gücüne sahip. 

Kaynaklar: Live Kindly, Viva!, VgnNews 

Önceki İçerikYumurta tavukçuluğu sektöründe neler oluyor?
Sonraki İçerikİlkini atlamak istemedik: 1 Ağustos Balıklara Saygı Günü

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.