Yazı: Zeynep Irmak Alpaslan (*)
Çoğu iyi niyetli insan gerçeklerle yüzleşe yüzleşe bir şekilde vejetaryen oldu ve hayvanların insani bir biçimde kesilemeyeceğini anladı. Sonuçta bir hayvanı nasıl ‘insani’ biçimde öldürebiliriz ki? Boğazına bıçağı dayıyoruz işte, gayet net. Durum böyle olduğunda insani kelimesinin anlamı da tartışılır konuma geliyor…
Bir süre et yemediniz, kendinizi psikolojik olarak rahat hissediyorsunuz ancak hala hayvanları sömüren, köleleştiren, onlara zulmeden bir çarkın dönmesine destek oluyorsunuz. ‘Nasıl ya?’ diyorsanız yazıya devam edin…
Diğer hayvansal ürünler! (Süt, yumurta, peynir, yoğurt, bal vs. kastediyorum) Bu bölümde sadece yumurta sektöründe hayvan refahı kısmını ele alacağım.
Bir tavuğun doğal hayatta ömrü 10-15 sene arası değişiyor. Ancak bu tavuklar yumurtaları için sömürü çarkına girdiği an, bu rakamlar 12-18 ay gibi bir süreye düşüyor. Etçiler zaten 38-42 günde tabağımızda oluyor.
Evet yediğiniz o kocaman bütün parça halinde satılan tavuklar sadece 38-42 günlük birer BEBEK!
İşletmelerde yumurta tavuktan periyotlar halinde alınır. 1 periyot 72 hafta sürer ve bu sürenin sonunda tavuklar genelde sürüden uzaklaştırılır. Bu cümle çok rahatsız etmiyor değil mi? Derste bize aldırdıkları not bu.
Aslında olan ise; 72 hafta boyunca stresten üstünde tüy dahi kalmamış, açık kafes yaraları olan ve 1 gün bile güneş yüzü görmemiş, kanatlarını nasıl açacağını, uçacağını unutmuş (veya bu zevki zaten hiç tatmamış) tavuklar karbondioksitle boğularak öldürülür.
Ama kimse gerçekleri böyle anlatmıyor ve nedense ders ortamında hep bir; ‘refahı düşük maliyetle nasıl üst düzeyde tutarız, tavukların stresini nasıl azaltırız’ havası var. Sebebi de verimi artırırken maliyeti düşürmek. Tamamen ticari yani. Kimsenin tavukları düşündüğü yok.
Hatta öyle veriler öğreniyoruz ki, fabrikadaki ürünlerden bahsediyormuş gibi tavukları ırklarına göre ayırıp, verim yüzdeleri %97 den %98’e nasıl çekilir bunu tartışıyoruz sınıf ortamında. Üstüne bir de sınav sorusu olarak önümüze geleceğinden ‘hayvan nasıl sömürülür?’ prosedürünü ezberliyoruz.
Şimdi sizin ‘E kesmiyoruz, ölmüyor. Sadece kendi halinde yumurta veriyor yemeyelim mi?’ dediğiniz kısma gelelim.
Evet yemeyin! Hayvansal gıdaların insan sağlığına zararları konusunu da önümüzdeki günlerde ele alacağım.
Hikâyenin başında döllenmiş yumurtalardan civcivler çıktı, ama tabii annelerinin altından değil. Kombine kuluçka makinesi denilen bir cihazdan. Bu cihaz, annenin altındaki yumurtasını döndürme hareketlerinden, ışık şiddetine, ısıya ve eğime kadar her şeyi simüle eder.
21 günlük kuluçka süresi sona erdiğinde civcivler çıkar ve ‘seksör’ denilen insanlar yani cinsiyet tayincileri civcivleri cinsiyetlerine göre ayırırlar. Erkekler bir tarafa, dişiler bir tarafa fırlatılır. (Videoda açık açık nasıl yapıldığını göreceksiniz)
Bu noktadan sonra erkek civcivlerin yumurta sektöründe bir yararı olmadığı için ya poşetlere doldurulup presslenirler ya da karbondioksit odalarında boğulurlar. Bazıları ise daha düşük masraflı olacağından kıyma makinelerinde canlı ve bütün olarak çekilerek ‘rendering ürünler’ diye geçen ucuz sosis harçlarının içine katılır ya da kemik unu, kan unu haline getirilir. Gördüğünüz gibi erkek civcivlerin hikayeleri daha başlamadan bitti.
A tabii bir de yaz aylarında yumurtadan çıkan erkek civcivler var. Onlar da çocukların eline oyuncak olarak verilmek üzere pazarlara yollanır. Pazarlardan aldığınız civcivlerin hep horoz çıkma sebebi budur.
Tavuk olacak civcivlerimize geri dönelim.
Yumurtadan çıktılar, sıra şimdi gaga ve ibik kesiminde. Gaga kesiminin amacı sektörde istenmeyen davranışlar olarak adlandırılan ‘Kanibalizm (yamyamlık), yumurta yeme/kırma, tüy yolma, birbirini gagalama’ gibi hastalıkların önüne geçmek; ki bu hastalıklar genelde stres ve beslenme bozukluklarıyla ortaya çıkar. Yani insan sayesinde olup bir de önüne geçilemiyor diye hayvanın uzuvlarını kesmekte çözümü buluyoruz.
Bu yöntem genelde gaganın sıcak demire basılması veya makasla kesilmesiyle oluyor. Elle yapıldığı için doğru eğim ve milimi tutturamadığınızda durdurulamayan kanamalar kaçınılmaz. Anlık stresten ölen civcivleri saymama gerek yok sanırım.
Gaga kesiminin ardından binlerce tavuk önce 18 hafta boyunca büyütülecekleri çadır benzeri alanda tutulur, sonrasında tel kafeslere alınır ve hızlandırılmış bir programda büyümeleri sağlanır.
Neden kafes kullanıldığı ise yine ticari elbette.
- Yerden tasarruf
- Tüneklerden tasarruf (tünemesi için alan dahi sağlanmıyor ki zaten yer yok, onun dışında bir de tünek masrafı var)
- Altlıktan (altlarına talaş dahi koyulmuyor, aylarca düz tele basıyorlar)
- Yemden tasarruf (kafeste yürümeyip enerji harcamayacağı için daha az yiyeceği hesaplanarak yemden tasarruf mantığı güdülüyor).
- Ayrıca yere yumurtlama davranışı da tavukçulukta istenmeyen olaylardan. Hem yumurta kirleneceği için, hem de tavuklarda yumurta yeme davranışı olabileceği için (ki bu davranış tamamen ihtiyaçtan. Kalsiyum eksikliği olduğunu işaret ediyor ve tadını beğendiği için yemek istiyor.)
Bu olaylar ise ‘kafes sisteminin avantajları’ başlığı altında bize derste öğretiliyor.
Dezavantajları kısmında ise; kafes sisteminin ilk yatırım maliyetinin ekipmanlardan dolayı fazla olabileceği maddesi yer alıyor.
Aydınlatma konusu da ayrı bir trajedi. Kullanılan 2 yöntem var.
- 24 saat aydınlık
- 23 saat aydınlık 1 saat karanlık.
Bu yöntemlerde amaç tavuğun gece gündüz algısını yok ederek sürekli sabah sanmasını sağlamak ve yumurtlamaya teşvik etmek. Uyku yok, dinlenmek yok, gece gündüz kavramı yok…
Eğer hibrit denilen türde tavuklar yetiştiriliyorsa bunlar 3,5 ay gibi bir sürede yumurtlayacak yaşa gelirler ve performanstan düşene kadar periyotlar halinde kullanılırlar. Belirttiğim gibi 1 periyot 72 hafta ve genelde 2.’ye geçmeden imha edilirler çünkü 2 periyot arasında biyolojik olarak bir dinlenme süresi vardır. Tavuk bu süre boyunca bedenini 2. periyota hazırlar, tüylerini döker ve yumurta vermez. Yetiştiriciler de bu süreyi para kaybı olarak gördüğünden imha etmeyi tercih ederler. Doğal yaşamlarında bu süre 3-4 aydır. Ancak yetiştiriciler ticari mantıkla aylarca bekleyemeyeceği için tüy dökümünü 30-35 güne indirirler. Bu hızlandırılmış tüy dökümü derslerde bize ‘Zorlamalı tüy dökümü’ başlığı altında anlatılıyor.
Yapılan zulümler bitmiyor değil mi? Bu periyotu da tamamlayan hayvanın tabiri caizse canı çıkmış oluyor ve periyotun sonunda ölü olarak kafeslerden toplanıyor.
Kısaca siz marketten her yumurta aldığınızda sektörü ve tavukların aylarca işkence görerek sömürülmesini bu şekilde desteklemiş oluyorsunuz.
Yapmanız gereken şey çok açık. Suça ortak olmayın! Vegan olun. Paylaşın, anlatın, ses çıkarın! Son kafes kırılana dek…
(*) Zeynep Irmak Alpaslan, yumurta tavukçuluğu sektörünün gizlenen gerçeklerini vegan bir veteriner fakültesi öğrencisi olarak bizimle paylaşıyor. Irmak, ilk kez 12 Temmuz’da kendi Instagram hesabından paylaştığı yazısının tamamını ders kitaplarından ve derslerde anlatılanlardan derledi. Tavukçuluk sektörüyle ilgili teknik bilgiler için faydalandığı yayın, Cemal Erensayın’ın Tavukçuluk Cilt 1-2 adlı kitapları. Bir sonraki yazısı ise, süt endüstrisine dair bilinmeyen gerçekler…
Instagram: irmak.nova & Twitter: acatinthe90s
TVD Not: Endüstrinin gerçeklerine dair videolar için Mercy for Animals’ın bu konuya özel olarak hazırladığı websitesi eggabuse.com adresini inceleyebilirsiniz.