Yaptığımız detaylı inceleme sonucu tespit ettiğimiz çelişkili durum ve ifadeleri Tarım Bakanlığı’nın ilgili komisyonun dikkatine sunuyoruz.

Bilimsellikten uzak ve çelişkilerle dolu bu tasarıyı kabul etmiyoruz!

Gerekçelerdeki Temel Eksiklikler

Önerilen ötenazi/uyutma/itlaf/öldürmenin Türkiye’de ve Osmanlı Devleti’nde kullanılmış ve sonuç vermemiş olmasına değinilmemiş. Öldürmenin yasal olduğu dönemde tepki gördüğü, yıllar içinde artan toplumsal tepkiyle kimi bölgelerde fiili olarak durduğu ve daha sonra da yasa ile kaldırıldığı belirtilmemiş.

Taslağın temel amacı sokaktaki hayvan ve özellikle köpek nüfusunu kontrol altına almak. Ancak köpek nüfusunu oluşturan nedenler üzerine bir çalışma yapılmamış. Kök nedenleri tanımlamadan, doğrudan mevcuttan (kısırlaştırma) farklı bir yöntemle (öldürme) köpek nüfusunun kontrol altına alınacağı iddia edilmiş. Kök nedenler belirlenmeden yapılacak her çalışma sonuçsuz kalacaktır.

WOAH (Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü) başta olmak üzere dünyada hayvanlar konusundaki otoritelerin tamamı KÖPEK NÜFUS YÖNETİMİ’nde kısırlaştırma, aşılama ve yerinde yaşatmayı önermektedir. WOAH referansı, eski ismiyle ve açıkladığı kodlara ters kullanılmış.

Gerekçelerin genelinde verisizlik ve olanların da doğru içerikle kullanılamadığı görülüyor. Bilimsellikten uzak ve geçmiş başarısız deneyimlerin analizlerine atıf yapılmamış.

Argümanlar Veriler ve Referanslarla Desteklenmiyor

Trafik kazalarında hayvana çarpmanın sayısal verisi kullanılırken ne kadarının yaban hayvanı, kedi ya da sahipsiz köpek olduğu belirtilmiyor. Açıklama verilmediğinden, okuyanları tüm kazaların sahipsiz köpekler nedeniyle olduğu algısına itebilir.

Kuduz riskli temas başlığında belirtilen sayıların alt açılımları ve Sahipli, sahipsiz, kedi, köpek, yaban, besi hayvanları kırılımı verilmiyor. Kayıt verilmediği ve açıklama notu da olmadığından tüm kuduz aşılarının sahipsiz köpekler nedeniyle olduğu algısına itebilir. Hem doğru değil hem de yanıltıcıdır. Buna rağmen, kuduz temaslı grafiği konulması anlamsızdır. Grafik, “bilimsel bir çalışma” izlenimi vermez.

Türkiye’de sahipsiz köpek saldırılarından ölen kişiler olduğu belirtilmiş ama sayısal veri eklenmemiş. “En temel insan hakkı olan yaşam hakkını dahi tehdit eder” durumda olduğu yargısı var ama bunu destekleyecek hiçbir veri yok.

Bakanlıkça yayınlanan yıllara göre kısırlaştırılan hayvan tablosu verilmiş ve veri olarak kullanılmış ancak bunun en temel kedi-köpek kırılımının verilmemesi bir başka eksikliktir.

Köpek popülasyonunun üstel arttığı ifade ediliyor ama bir bilimsel referans konulmuyor. Hangi uluslarası yayınlarda bu “bilgi” geçmektedir sorusunun yanıtı verilmelidir.

Gerekçelerde “Türkiye’de 2 milyon civarında köpek olduğu ifade edilse de…” şeklinde kaynaksız bir sayısal referans oluşturulmaya çalışılmış ve kendi tahminleri ile 4 milyon köpek olduğu yargısına varılmış. Sahipsiz köpek nüfusunun tahmini için matematiksel bir model ortaya konmamıştır. Çok kritik bu sayının sadece kişisel tahminlerle yasa taslağında kullanılması yanlıştır.

2024 için yapılan 4 milyon tahmini 2022’deki köpek nüfusu olarak da kullanılması bir başka hata ve kendi içinde çelişkidir. 2022’de köpek nüfusu olarak yine 4 milyon sayısı kullanılmış, o zaman 2022 ile 2024 arasında köpek nüfus artışı olmamış demektir. Bu da “üstel artış” iddialarını yerinde çürütür.

“Sahipsiz hayvanların saldırısı sonucunda valiliklere ve yerel yönetimlere açılmış birçok tazminat davası bulunmakta olduğu” belirtilse de sayı verilmiyor. Çalışmanın ciddiyeti için bu kayıtlar verilmelidir.

“Bilimsel verilere göre, sahipsiz hayvanların popülasyonunun kontrol altına alınabilmesi maksadıyla tüm popülasyonun %70’inin kısırlaştırılması” bir gereklilik olarak belirtilmiş. Hem referans hem de %70’in ne kadarlık sürede ulaşılması gerektiği belirtilmiyor. Bu önemli eksiklik yanlış yargılara varılmasına neden olabilir.

Belirsizlik, Eksik Gerekçelendirme ve Çelişki

Düzenlemede “sahipsiz hayvan”, ”sahipsiz köpek” karışık olarak geçiyor. Öznenin köpekler olduğu belli ama sahipsiz hayvan tanımı da geçtiği için kediler de dahil ediliyor.

Gerekçede “sahipsiz hayvan popülasyonunun yoğunluğu, artışı..” vb. yargıları yer almakta ama buna destekleyen bir istatistik verilmiyor. Bir kanunun gerekçesinde kamu yararı ve doğru yönlendirme için devletin verileri büyük bir ciddilikte kullanılmalı, verisiz gerekçelendirme yapılmamalıdır.

Sahipsiz köpeklerin ceylan ve karacalara zarar verdiği bir gerekçe olarak belirtiliyor. Ancak bu gerekçenin kullanılabilmesi için Bakanlığın her sene yaban koyunu, keçisi, ceylanlar için açtığı av ihaleleri ile iki soruya yanıt bulunması gerekiyor:

a) Yaban hayatını koruma amacı güdülüyorsa, neden öncelikle bu ihaleler durdurulmuyor?

b) Sahipsiz köpek kaynaklı yaban hayatında azalan türler üzerinden Türkiye’de bilimsel bir çalışma var mıdır?

Referans Sorunu

OIE (the Office International des Epizooties)’a atıfta bulunulmuş. 1924’de kurulan OIE, 2003’de WOAH (World Organisation for Animal Health) adını almıştır.

Dünya çapında hayvanlar üzerine en önemli otoritelerden olan WOAH’ın KARA HAYVANLARI SAĞLIK KODU yayınının Bölüm 7.7’si KÖPEK NÜFUS YÖNETİMİ’ne ayrılmıştır:

“Köpeklerin toplu olarak itlaf edilmesinin etkisiz olduğu ve ters etki yaratabileceği dikkate alındığında, popülasyonunun boyutunun azaltılması, kuduz yaygınlığının azaltılmasında etkili bir yol değildir. DPM, popülasyon değişimini azaltarak kuduz kontrolüne katkıda bulunabilir, dolayısıyla aşılanmış bir köpek popülasyonunda sürü bağışıklığının korunmasını destekleyebilir. Nüfus değişiminin kuduz kontrolüyle en alakalı bileşenleri, aşılanmamış kalma riski taşıyan yavru köpeklerin doğumunun azaltılması ve aşılanmış köpeklerin refahının ve yaşam beklentisinin iyileştirilmesidir.”

Bu maddeden açıkça görülmektedir ki WOAH köpekleri toplu olarak öldürme/itlaf etmeyi önermediği gibi bunun ters etki yaratacağını ve kuduza karşı etkisiz olduğunu belirtiyor. AşılanMAmış kalma riski olan yavruların doğumunun azaltılmasını öneriyor.

Yasa taslağında OIE’ye atıfta bulunulması 2003’den eski bir kaynak kullanıldığını ve “güncel” kodların dikkate alınmadığını gösteriyor. Bu büyük bir hatadır.

Tartışmalı İddialar

Son derece tartışmalı bir iddia var: ”Sahipsiz hayvanların sayılarının kontrol altına alınması bir yana bazı çevrelerce adeta sahipsiz hayvanların kontrolsüz artışı desteklenmektedir. Bu durum, iyi niyetle yapılan bağışların belirsiz ve kanun dışı maksatlarla kullanılabilmesine imkân tanımakta ve popülasyon kontrol çalışmalarını sekteye uğratmaktadır.”

Taslağı yazanlar tüm kamuoyuna, bu cümleleri hangi olaylar üzerinden belirttiklerini açıklamalıdır. Çünkü bir “suç” iması olup, buna dair şüphe ve endişeleri olduğunda savcılık araştırması istenmelidir. Bu yapılmadı ise sosyal olaylarda vicdani ve dayanışmacı yönü bilinen toplumumuz endişe ve bilinmezlik içinde bırakılmamalıdır.

Türkiye’deki hayvan hareketi ile ilgili olmayan bir cümlenin, 5199 sayılı kanunda değişiklik için gerekçe olarak gösterilmesi ciddiyetine temelden gölge düşürüyor. Türkiye’deki hayvan hareketi 2004 yasasından önce de günümüze kadar da Kısırlaştır, Aşılat, Yerinde Yaşat üzerinden ilerlemiştir. Hayvanlarla ilgili kampanyaların, STK’ların belediye ve hükümetlerden ısrarla istediği “kısırlaştırmadır”. Buna rağmen, gerekçede tam aksi bir ifade geçmesi maddi bir hata değilse, titizlik gösterilmediğinin bir başka kanıtı olabilir.

Gerçek Çözüm: Kısırlaştır, Aşıla, Yerinde Yaşat

Gerekçeler kendi içinde tutarsızdır. Kısırlaştır, Aşıla, Yerinde Yaşat programı üzerinden geliştirilmiş 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun belediyelerce uygulanmadığının tespiti yapılmış. Denetimsizlik gibi sistemsel sorunlar işaretlenmiş ve kısırlaştır, aşıla, yerinde yaşat programının çözüm olmadığı iddia edilmiş. Oysa denetimsizlik ve uygulama eksiklikleri programın değil, yürütmenin eksikliğini gösterir. Uygulanamayan programın başarısızlığından söz edilemez.

“…Sahipsiz hayvanların kamusal alanlarda beslenmesi, vatandaşlar arasında sözlü veya fiziksel tartışmalara sebep olmakta bu da toplumsal gerginliği arttırmakta” gerekçesi üzerinden hayvanların öldürülmesi önerilemez. Kamu otoritesi burada düzenleme yapmakla mükelleftir ve bu ortadan kaldırma-yok etme olamaz.

Kısırlaştır, Aşıla, Yerinde Yaşat’ın sınırlı kaldığı doğru değildir. Dünya genelinde sadece birini ya da karma modellerin uygulandığı ülkeler bulunmaktadır. Hayvan haklarının ilerletildiği tüm ülkelerde öldürme ciddi olarak tartışılmakta ve/veya terk edilmektedir. Ancak bizim bu programı benimserken kullandığımız iki temel argüman vardır:

a) Bilimsellik
b) Kültürel ve inanç kodlarımızla paralellik.

Önceki İçerikKurban, Hayvan Kesim Bayramı Değil Yoksullar İle Dayanışma Bayramıdır
Sonraki İçerikMilletvekillerine Açık Mektup – Yaşamı Destekleyin

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.