Birkaç yıl önce, “Pod” isimli bir kitapta, Google’ın hikayesini okudum. Bu, hepimizin bildiği Google değil, internetle hiç alakası olmayan bir şeydi. Google, Amerikan ordusunda çalışan bir yunustu. Mayın bulmakta usta olduğu için adına “Google” demişlerdi. Kitabı okuyup bitirdikten sonra, nedense aklımda en çok bu yunus kaldı.
Daha sonra, “Böyle bir şey gerçekten olabilir mi?” diye düşünüp, günlerce bu konuyu araştırmıştım. “Gerçeklik, kurgudan daha tuhaftır.” şeklinde bir tabir vardır… Gerçekten de hem Amerikan hem Rus ordularında yüzgeçli askerler olduğunu öğrendim. Yunuslar, balinalar ve hatta deniz aslanları bu askerlerin içindeler… İnsanların, hayvanlar dünyasının nazileri olduğunu biliyoruz ama yunusları sürülerinden ayırıp hayatları boyunca tek başlarına insanlara bağımlı tuttuklarını, daha sonra da askeri operasyonlarda kullandıklarını duymuş muydunuz? Böyle söyleyince, sanki, dumanlı odalarda gerçeklikten koparak komplo teorilerine kafasını gömmüş bir film karakteri olduğumu düşünebilirsiniz. “Dostum, Amerikalılar ordularında yunusları kullanıp düşman gemilerini batırıyormuş, duydun mu?” dediğimi hayal edin. Sonra da Google’a “Marine Mammal Program” yazın (Türkçe çevirisi: Deniz Memelileri Askeri Programı). Lise yıllarında, İlluminati videoları izlerken yaşadığınız duygulara benzer duygular yaşayacaksınız… Ne yazık ki hepsi gerçek.

2019 yılında, üzerinde Rus ordusuna ait bir yelekle “Hvaldimir” adında bir balina bulundu. Bunun üzerine, internette, bu balinanın Rus casusu olduğuna dair, bazı tartışmalar oldu. Balina, insanların el hareketlerini anlayabiliyor, bir dalıcının aksiyon kamerasını dalıcıya getirecek kadar insanlarla etkileşim kurabiliyordu. 2024’te sebebi anlaşılamayan nedenlerden ölen Hvaldimir’e, ölene kadar hayvan savunucuları bir sığınak oldular. Öldükten sonra, ordu “hizmetinden” önce Rusya’da engelli çocuklara oyunlar yapan “Seymon” adında bir “terapi balinası” olduğu da teoriler arasında yerini aldı… Sonuç ne olursa olsun, 30 yıl yaşaması gereken bu nazik dev, 15 yaşında ölmüş, insanlar onu yalnız bir hayata mahkum ettiği için hiçbir zaman sürüsüne katılamamıştı (hayvan hakları savunucuları, onu bulunduğunda, tek başına okyanusta avlanamayacağına karar verdiler).
Bunları okumak size ne hissettiriyor merak ediyorum. Açıkçası bana kendimi biraz umutsuz, biraz da öfkeli hissettiriyor. Savaş, homo sapiensin bulduğu, başka hiçbir hayvan türünde görülmeyen ucube bir varoluş biçimi… Bu ucubeliğe hayvanları katmamız hiç adil değil. Zaten hem yara testlerinde (kimyasal silahlar hayvanlar üzerinde deneniyor), hem de insanların bombalarıyla birçok hayvan yaşamını yitiriyor. Bunun üzerine bir de onları zorunlu asker yapmak, rıza veremeyecekleri halde sürülerinden ayırmak, gerçekten acımasızlığın uç noktalarına ulaşıyor. Bir de bu hayvanların ömürlerinin, görece kısa sürdüğünü düşünürsek, onlardan hayatları çalınmış oluyor.
Yunus ve deniz hayvanlarının sömürüsü bunun gibi bir uç örnekle de sınırlı değil. Dolphinpark gibi yerlerde yunus gösterileri düzenlenmeye devam ediyor. Yunusların küçük bir alana mahkum edilmesini paramızla destekliyor, bize olan güvenlerini kullanıyor, bu sömürüyü çocuklarımız için normalleştiriyoruz. Bazen hayvan sömürüsünün en tehlikeli hali ‘ne kadar tatlı’ diyip yaptıklarımız olabiliyor. İnsanın sahip olma içgüdüsü doğanın özgürlüğüne ters düşüyor, güzelliği mahkum ederek insanlığımızı yitiriyoruz.
Yine de, yaralayan insanlar kadar, iyileştiren, şefkat ve bakım veren insanlar da var. Hayvan hakları savunucuları olarak bazen bir balinanın son yıllarında, bazen de bir sokak kedisinin kısa yaşamında bakım verme sorumluluğunu üstleniyoruz. Deniz hayvanlarının, daha sağlıklı bir denizde yaşayabilmeleri için, fazla avlanmanın karşısında duruyoruz. Deniz memelilerinin asitli bir denizde yaşamak zorunda kalmamaları için karbon emisyonumuzu azaltıyoruz. Ton balığı yemeyerek, onların bedenlerinin ağlara takılıp yavaş yavaş can vermelerine sebep olmuyoruz. Onların insanların kötü emelleri için kullanılmalarını engellemeye çalışıyoruz. Bana ümit veren de bu.
Bu yazı Dilara Povolotski tarafından hazırlanmıştır.