ABD’de hayvan deneylerine karşı yeni bir yasa değişikliği teklifi sunuldu. Hayvan deneylerine son verilmesi için ABD’deki en güncel adımlardan biri olan tasarının, dünyadaki ve her yıl yaklaşık 300 bin hayvanın deneylerde kullanılıp öldürüldüğü Türkiye’deki benzer mücadelelere, politika ve kanun değişikliklerine örnek olmasını umuyoruz.
White Coat Waste adlı sivil toplum kuruluşunun iki siyasi partinin delegeleriyle birlikte hazırladığı tasarı Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’ni (FDA) hedef alıyor ve FDA’nın ilaç şirketlerine şart koştuğu köpekler ile diğer hayvanlar üzerinde ilaç deneyleri yapma zorunluluğunu ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
İlaç üreticilerinin köpekleri ve diğer hayvanları acımasız deneyler yoluyla zehirleyip öldürmesine engel olmak için 12 Kasım’da sunulan tasarı, aynı zamanda şirketlerin hayvanların kullanılmadığı alternatif bilimsel metotlara yönelmelerini hedefliyor. Bu sayede ilaç ve aşıların, uzun ve yorucu bürokratik aşamalar ile zaman kaybetmeden ihtiyacı olan hastalara daha kısa sürede ulaşması amaçlanıyor.
Hayvan deneyleri: Canice, etkisiz ve hatalı
Halihazırda FDA, ilaç şirketlerinin yeni ilaçları hayvanlar üzerinde denemesini şart koşuyor. Demokrat Parti’den Madeline Dean ve Brendan Boyle ile Cumhuriyetçi Parti’den Scott Perry, meclise sundukları değişiklik ile bunu değiştirmeyi umuyor. Çünkü her ne kadar “gerekli yasal koşulları karşıladığı sürece alternatif yaklaşımlara” izin verme yükümlülüğü olsa da, ABD Sayıştayı FDA’nın alternatif metotlar içeren birçok başvuruyu daha önce reddettiğini ortaya koydu.
Delege Madeleine Dean “İnsanlar için üretilen ilaçların köpekler ve diğer hayvanlar üzerinde denenmesi insanlık dışı. Fakat aynı zamanda kesin ve etkili sonuçlar vermeyen bir uygulama” diyor ve tasarının yasalaşması halinde ilaç şirketlerinin “hayvanlara zulüm içeren çağdışı deneyler yerine son teknoloji alternatif metotları kullanabileceklerini” belirtiyor.
Günümüzde hayvan deneyleri bilimsel araştırmaların gerekli ve etik olmayan yüzünü temsil ediyor. Çünkü bu deneylerde hayvanlara yönelik akıl almaz fiziksel ve psikolojik işkenceler yapılıyor.
Ayrıca hayvan deneylerinin öngörülebilirliğini artırmaya dönük sayısız girişime rağmen, hayvan deneyi aşamasını “başarıyla” geçen ilaçların %96’sının insanlarda işe yaramadığı çoktan ortaya konmuş durumda. Hatta FDA bile kendi raporunda hayvan deneylerinin her zaman insanlara uyarlanamadığını, öngörülebilirliğin her zaman elde edilemediğini belirtiyor.
FDA: Kamu vicdanının ve bilim camiasının gerisinde
Hayvan hakları aktivisleri ve bazı ilaç şirketleri tasarıdan memnun. Vanda Pharmaceuticals Inc. şirketinin başkanı Mihael H. Polymeropoulos’a göre FDA bilim dünyasındaki gelişmelere ayak uyduramayarak geride kalıyor ve Amerikan halkının taleplerini görmezden geliyor.
“FDA bünyesindeki diğer kuruluşlar, hayvan deneylerine olan mevcut bağımlılığı ortadan kaldırmak için son derece istekli bir biçimde yeni teknolojilere yönelirken FDA aynı yerde sayıyor. Çağın gereksinimlerini karşılamayan bir yaklaşımla halen şirketleri köpekler üzerinde gereksiz deneyler yapmaya zorluyor. FDA ilaçların güvenilirliğini artırmak için gerekeni yapma şansını geri tepiyor. Aynı zamanda anlamsız bir biçimde şirketleri hayvan deneylerine zorunlu tutarak, yenilikçi ilaçların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasına engel oluyor.”
Ağustos ayında meclisteki iki siyasi partiden 18 delege birlik olup FDA’ya hitaben bir mektup kaleme almış ve FDA’nın hayvan deneylerini zorunlu tutma gerekçelerini açıklamasını talep etmişti. Ek olarak şirketlerin daha iyisini yapabilecekken, zamanlarını ve FDA aracılığıyla vergi mükelleflerinin paralarını, “çip organ teknolojisi” gibi hayvanların kullanılmadığı, kesin sonuçlar veren yenilikçi teknolojilere ayırmalarının ne denli önemli olduğunu açıklamıştı. Bu sayede hem hayvanların kurtulacağı hem de “zaman ve nakitten tasarruf” edilerek tıp alanında yenilikçi uygulamalarda ivme kazanılacağı vurgulanmıştı.
Kapak fotoğrafı: Jo-Anne McArthur / We Animals Media
Kaynaklar: White Coat Waste Project, One Green Planet, Washington Examiner, NCBI
