Wyoming Üniversitesi Antropoloji Bölümünden akademisyenler ilk insan topluluklarının beslenme biçimlerini ve ekonomilerini “avlanma ve et“ üzerine kurduğuna dair mevcut anlayışı yıkan bir çalışma ortaya koydu.
Araştırmacı Randy Haas, “Geleneksel görüşün, ilk insan ekonomilerinin avlanmaya odaklandığını ileri sürdüğünü; bunun, paleo diyeti gibi bir dizi yüksek proteinli diyet modasına yol açan bir fikir” olduğunu ifade ediyor. Oysa araştırma sonuçlarına göre “gerçek paleo diyeti“ hayvansal protein yerine bitkisel kaynaklara dayanıyor.
İlk İnsan Topluluklarının Ağırlıkla Avcı Olduğu Algısı Neden Oluşuyor?
Araştırmacıların, kazılarda bulunan hayvan kemiklerinin üzerine yoğunlaşılması ilk insan topluluklarının toplayıcılıktan ziyade avcılık ile daha büyük bir bağının olduğu algısını yaratıyor. Ancak akademisyenlere göre bu durum bir yorum hatası olabilir. Yapılan çalışmalarda, bitkisel materyallere göre daha iyi korunabilen ve kazı sırasında daha kolay çıkarılabilir olan hayvan kemikleri ile keskin taş ve kemikten yapılmış aletlere odaklanılıyor.
Buna ek olarak, avcılığın “maskülen” algılandığı eril kültürlerden gelen genellikle erkek araştırmacıların önyargıları, bu bağlantı üzerinde daha fazla durulmasına ve avcılığın toplumdaki yerinin olduğundan farklı algılanmasına sebep oluyor.
Ancak, yeni bilimsel analiz tekniklerinin kullanılmaya başlaması ile birlikte ortaya çıkan araştırmalar Arktik topluluklar dışındaki topluluklarda ilk insanların bitki bazlı gıdaların toplayıcılığına daha bağlı olduğunu ortaya koyuyor.
Bitkisel Gıdalar İlk İnsan Ekonomilerinin Merkezinde Yer Alıyor
PloS One’da yayınlanan güncel araştırmada, ‘erken dönem insan topluluklarının ekonomilerinin memeli hayvanların avcılığına dayandığı’ hipotezi değerlendirildi.
Araştırmalar 9.000-6.500 yıl önce yaşamış göçebe bir avcı-toplayıcı grup üzerinde yapıldı. Bu kapsamda And Dağları’ndaki 3800 metre yükseklikteki Altiplano’da yer alan Wilamaya Patjxa ve Soro Mik’aya Patjxa kazı alanlarından 24 kişinin kemikleri analiz edildi.
Grubun beslenme biçiminin ağırlıkla et tüketimine bağlı olduğu düşünülüyordu. Ancak yapılan analizler genel algıyı yıkacak veriler ortaya koydu.
İzotop kimyasına dayanan Bayesian modeli kullanılan araştırmaya göre grubun ortalama diyetinin %80’ini bitkisel besinler oluşturuyor.
Paleoetnobotanik veriler ayrıca kök sebzelerin en önemli geçim kaynağı olabileceğini gösteriyor. Bu bulgular, en eski toplayıcıların ekonomileri ve And Dağları’nın dağlık bölgelerindeki tarım ekonomilerine giden yol hakkındaki geleneksel anlayışı da değiştiriyor. Buluntular, günümüzdeki patates ile bağlantılı olan kök sebzelerin, bu grubun yemeklerinin büyük bir kısmını oluşturduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar sonuçların And Altiplano’da başlayan insan-yumru-devegiller ortak evrim dinamikleri modeliyle tutarlı olduğunu ifade ediyor.
Araştırmacılara göre bitkisel gıda ağırlıklı beslenme biçimi, patates ve devegillerin evcilleştirilmesini katalize etmiş olabilir.
Bulgular ayrıca ilk insan topluluklarında, bitki toplayıcı ekonomilere geçişin nispeten hızlı gerçekleşmiş olabileceğini; And Dağları örneğinde ise 2000 yıldan daha kısa bir sürede gerçekleştiğini ifade ediyor.