Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre, yalnızca Ağustos 2021’de Türkiye’de en az 1,6 milyar yumurta üretildi ve 1,6 milyar adet tavuk “kesildi”.
Uyarı: Tetikleyici içerik ve görüntü
TÜİK’in “Kümes Hayvancılığı Üretimi, Ağustos 2021” raporunun bir bölümünde “Kesilen tavuk sayısı” grafiği yer alıyor. Fakat bu grafik; yumurta üretemeyeceği ve etleri kâr etmediği için dünyaya geldikten çok kısa süre sonra toplu halde havasız bırakılarak, yakılarak veya öğütme makinesine atılarak öldürülen erkek civcivleri kapsamıyor.
Hayvan istismarının farklı şekillerine dair paylaştığımız videoların ardından, istisnasız her seferinde görüntülerin Türkiye’den olmadığı veya Türkiye’de bu canice uygulamaların yapılmadığı iddia ediliyor.
Oysa aşağıdaki video, Türkiye’deki bir tavuk üretim çiftliğinde çekildi; birkaç yıl önce basına sızdığında infial yarattı.
Görüntüler bu kez; yumurta sektöründe ömürleri boyunca sürekli yumurtlamaya zorlanan, kalabalık ve kirli ortamlarda güneş ışığı dahi görmeden hayatta tutulan tavukların değil, yumurta uğruna sistemli halde tüm dünyada farklı uygulamalarla yürütülen erkek civciv imhasını gösteriyor.
Türkiye’de yürürlükte olan ilgili yönetmeliklerde hayvanların öldürülmesi için “imha” ve “itlaf” sözcükleri kullanılıyor. “Yumurtacı” ve “etçi” tavuk üretimi yapan firmalar, bu katliamların “yönetmeliklere uygun şekilde” yapıldığını savunarak vicdanları rahatlatıyor, firma itibarlarını temize çıkarıyorlar.
“Damızlık erkek civciv” tanımı ise “kümes hayvancılığı” sektöründe şu şekilde geçiyor: “Kuluçkadan çıkan erkek civcivlerden imha edilmeyip kullanım için ayrılanların sayısıdır.” Yani; doğduğu anda ölüme gönderilen civcivler olduğu gibi, kısacık ömrünün tamamında damızlık olarak yaşamaya zorlanan civcivler de var.
Sadece civcivler mi? Tavuk, hindi ve ördek gibi kuş türlerinin hepsi ister endüstriyel, ister organik olsun, tüm çiftlik ve fabrikalarda aynı kadere mahkum ediliyor.
Türkiye’de de erkek civciv katliamı rutin: “Kuluçkahane artığı”
Yukarıdaki videonun basında ve sosyal medyada tepki toplamasının ardından firma yetkilileri bu zulmün yasal olduğunu; yalnızca kendi fabrikalarında değil, endüstriyel ve organik çiftliklerin tamamında uygulanan bir yöntem olduğunu açıkça beyan etmişti: “Söz konusu civcivler, yumurta üretimi için üretilen civcivlerden ayrılan erkek civcivlerdir ve yönetmeliklere uygun olarak imhaya sevki yapılmaktadır.”
“Erkek civcivlerin üretim yapamaması ve karışık üretim yapıldığında da embriyolu (civcivli) yumurta üretileceğinden ötürü, ister konvansiyonel yumurta üretim çiftliklerinde, ister alternatif organik tavuk üretim çiftliklerinde erkek civciv bulundurulmamaktadır (tüketicilerin mutfağında yarı gelişmiş embriyolu yumurtanın sofraya konması gibi istenmeyen durumların oluşmaması için).”
“Söz konusu yumurtacı tavuk ırklarının erkekleri aynı zamanda et üretimi amacıyla yetiştirilemeyecek kadar az verimli olmasından ötürü, et üretim çiftliklerine sevk edilememektedir ve kanuni olarak kuluçkahane artığı olarak görülmektedir.”
Firma yetkilileri ayrıca 20 Mart 2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ilgili mevzuat maddelerini ise şöyle aktarmıştı: “Kuluçkahane ve Damızlık Kanatlı İşlemleri Yönetmeliği Madde-9, p) Kuluçkahane artıkları, bu Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen işletme içerisindeki yakma fırınında, yakma fırını yoksa özel bir çukura gömülecek veya bir rendering tesisinde imha edilecektir.”
“Kanatlıların toptan öldürülmesi”: Akciğere enjeksiyon, havasız bırakarak ve gazla boğma
Ek olarak firma tarafından sunulan hukuki metin ise şuydu: “Tavuk Vebası Hastalığına Karşı Korunma ve Mücadele Talimatnamesi, Hukuki Dayanak: 29.05.2001 tarih ve HSHD-HHM-6095/016049 Sayılı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünün ilgili yazında ise, ‘6.4.2. Kanatlıların Toptan Öldürülmesi a) Küçük kanatlı grupların (aile tipi işletmelerde) imhası için narkotik, kurarik ve anestezik ürünlerin birleştirilmesinden oluşan ilaçların intrapulmaner* olarak enjeksiyonu tavsiye olunur, bu şekilde acı çekmeden birkaç saniye içinde bir ölüm sağlanır. (0,6 ml/Kg) b) Yüksek sayıda olan gruplar için ise, uyuşturma amaçlı gaz veya hipnotiklerin kullanımını ve daha sonrasında ise asfeksi* ile ölümü öngören kitle metotları tavsiye olunur. Hayvanlar kümesin içinde öldürülebilir veya yüksek riskli atıkların taşınması için kullanılan tipte sızdırmaz bir konteyner kullanılarak öldürülebilir.
Firma olarak yumurtacı civciv üretim kuluçkalarımızda yönetmeliklerde bahsedildiği üzere; erkek civcivler üretim artığı olarak ayrılmakta, variller içerisinde taşıma sırasında taze hava girişi kapatılmakta ve oluşan karbondioksitle bayıltılarak acısız ölümü sağlanmakta ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkili veteriner hekimi tarafından imha tesisi önünde kayıt altına alınmaktadır. Tüm bu uygulamalar Türkiye’deki tüm yumurtacı civciv kuluçkalarında (rakipler) aynı şekilde uygulanmaktadır.”
Şimdi, bunları öğrendikten sonra vicdanınız yine rahat mı? Yasal olan her şey etik mi?
(*) İntrapulmaner, akciğer içi anlamına gelir; yani akciğere doğrudan yapılan enjeksiyondan bahsedilmektedir. Asfeksi, oksijen yetersizliğinden ileri gelen boğulmadır.
Kaynaklar: Resmi Gazete, İnegöl Online, DHA, Veganlik.org, TÜİK
Kapak fotoğrafı: Animal Equality