Parkinson hastalığı, Alzheimer’dan sonra en yaygın ikinci nörolojik dejeneretif hastalığı. Her yıl binlerce kişi bu hastalıktan dolayı hayatını kaybediyor.
Peki, süt tüketiminin Parkinson hastalığı ile bir ilişkisi mi var? Dr. Michael Greger, Care2’da kaleme aldığı son yazısında bu konu hakkında bir makale yayımladı.
Dr. Greger, yazısında öncelikle sütte bulunan “organoklor pestisit” hakkında öneme dikkat çekiyor. Bu pestisit, Parkinson’dan ölen insanların beynine yapılan otopsilerde çok yüksek düzeyde bulunuyor. Sütteki pestisit, dünyadaki bütün sütlerde bulunuyor. Süt endüstrisi her ne kadar bununla ilgili gerekli toksitite testlerini yapmıyor olsa da, yapılan son araştırmadaki pestisit düzeyinin bilinirliği arttıkça endüstrinin buna kayıtsız kalmayacağı düşünülüyor.
Süt ve Parkinson hastalığı arasındaki bu “gizli” ilişki, doktorların hastalarına süt ve süt ürünlerini tüketmeyi bırakmayı öğütlemesi gerekirken tam tersi, doktorlar Parkinson hastalarına süt ürünleri tüketmeleri öğütleyip günlük diyetlerine ekliyor. Parkinson hastaları kalça kırılmalarına çok yatkın olduğu için, doktorlar hastalarına süt içmelerini tavsiye ediyor. Oysa ki, sütün kemikleri güçlendirmediği ve kalça kırıklarını önlemede hiçbir yararının olmadığı uzun zamandır biliniyor.
Süt ve Parkinson hastalığı arasındaki ilişki için kesin tanı koymak üzere birçok araştırma devam ediyor. Bir araştırma sonucunda, her gün bir bardak süt içmenin Parkison’a yakalanma riskini %17 arttırdığı bildirildi.