Ingiltere`de 12 yılda tamamlanan araştırma, vejetaryen beslenme düzenini benimseyenlerin, et tüketenlere oranla daha nadir kansere yakalandıklarını ortaya koydu.
Oxford Üniversitesinden Dr. Naomi Allen başkanlığında, İngiliz ve Yeni Zelandalı ekip tarafından 12 yılda tamamlanan araştırma, yarısı vejetaryen 60 bin kişinin sağlık gelişimleri izlenerek yürütüldü ve sonuçları İngiliz Kanser Dergisi`nin son sayısında ve internet sitesinde yayımlandı.
Araştırmaya ilişkin açıklamasında “Bu çalışma, vejetaryenlerin et tüketenlere oranla daha düşük oranda kansere yakalandıklarına ilişkin güçlü kanıtlar sunmuştur“ ifadelerine yer veren Dr. Naomi Allen, yine de insanların beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmeden önce bu konuda yeni araştırmalar yapılması gerektiğini kaydetti.
Araştırmaya 32 bin 403`ü et tüketen, 8 bin 652`si sadece balık tüketen ve 32 bin 403`ü hiç et tüketmeyen toplam 61 bin 566 kişinin katıldığı bilgisini veren Allen, farklı beslenme alışkanlıklarına sahip grupların üyelerini belirlerken, sigara-alkol tüketimi, kilo durumları, egzersiz ve yaşam alışkanlıkları gibi kansere neden olabilecek diğer unsurları da göz önünde bulundurduklarını belirtti.
Araştırmadan alınan istatistiklere göre, vejetaryenler, et tüketenlere oranla yüzde 12 oranında daha seyrek kansere yakalanıyor. Genel nüfusa oranlandığında, her yüz kişiden 33`ü hayatının bir döneminde kansere yakalanırken, et tüketmeyenlerde bu oran yüz kişide 29`a düşüyor.
Araştırmayı kaleme alan Oxford Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Tim Kelly, BBC`ye yaptığı açıklamada, araştırmanın önemli olduğunu, ancak bulguların “dengeli beslenen birinin, beslenme alışkanlığını tamamen değiştirmesine neden olacak kadar“ güçlü olmadığı görüşünü bildirdi.
Lösemi, mide ve bağırsak kanserlerinde vejetaryenlerin yüzde 45`e oranla daha avantajlı olduklarını ifade eden Prof. Dr. Kelly, lenf kanserinde bu oranın yüzde 50`ye yükseldiğini belirtti.
Kelly, ette bulunan virüslerin insan hücrelerinde mutasyona neden olabileceği gibi, fazla sebze tüketmenin koruyucu etkisinin de vejetaryenlere avantaj sağlıyor olabileceğini kaydetti.
Öte yandan, serviks (rahim ağzı) kanseri söz konusu olduğunda, et tüketmeyenler, tüketenlere oranla iki kat daha daha fazla risk altında bulunuyor.
Dünya Kanser Araştırmaları Fonu Bilim ve Araştırma Programları Yöneticisi Dr. Panagiota Mitrou, özellikle kan kanseri türlerindeki düşük oranları “ilginç“ bulduğunu, bu konu üzerinde detaylı çalışmalara olanak tanınması gerektiğini belirtti.
Kaynak: TVD, AA
—–
İŞLENMİŞ ET İLE KANSER BAĞLANTISI KESİN OLARAK KANITLANDI!
Dünya Kanser Araştırma Fonu ve Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü’nün yayınladığı yeni rapora göre; İşlenmiş et ürünlerinin, -hiçbir şekilde tüketilmemesini gerektirecek derecede- kalın bağırsak kanser türü ile güçlü bağı “kanıtlandı”!
Bugüne dek kalın bağırsak kanseri riski konusunda yürütülen en kapsamlı çalışma olma özelliğini taşıyan bu araştırmaya göre; kalın bağırsak kanser türü “önlenebilir” bir kanser türü olma özelliğini taşıyor. Peki bu risk nasıl önlenebilir? Elbette ki: Pastırma, salam, sucuk, sosis gibi işlenmiş şarküteri ürünlere veda edip, meyve sebze ağırlıklı vejetaryen bir diyete merhaba diyerek!
Bu yeni araştırma, 2007 yılında yapılmış olan ve bir dönüm noktası niteliği taşıyan aynı konudaki bilimsel çalışmaların sonuçlarını “kesin teyit” özelliği taşıyor; “İşlenmiş et kalın bağırsak kanser riskini önemli ölçüde artırmaktadır.” (2007 yılında yapılmış olan 14 çalışmaya ayrıca 10 yeni kalın bağırsak kanser çalışmasının sonuçları da dahil edildi.)
Aslında 2007 raporu, bugün kesin olarak KANITLANMIŞ olsa da zaten, çok acil bir şekilde işlenmiş et ürünlerinin ulusal beslenme programlarından çıkarılması konusunda yeterince güçlü kanıtlar içeriyordu. Ama ABD hükümeti bunun yürürlüğe girmesi konusunda PCRM tarafından yapılan başvuruyu o tarihte reddetmişti. Kanıtlanmış bu yeni çalışma ışığında, özellikle çocukların işlenmiş et içeren bir beslenme şekline devam etmeleri konusunda hiçbir bahane kalmamış durumda.
Kalın bağırsak kanser dünyada en sık görülen üçüncü kanser türüdür. Araştırmacılar, etten yoksun zengin bitkisel kaynaklar içeren bir beslenme şekliyle, alkolden uzak, daha fazla egzersizle, sağlıklı bir kilonun muhafaza edildiği bir yaşam biçimi benimsenerek tüm kalın bağırsak kanser vakalarının %45’inin önlenebileceğini vurguluyor. Amerika’da her yıl 64.000 den fazla insan bu kanser türüyle karşı karşıya.
Bazı gıdaların önemli ölçüde bu ölümcül hastalığa yakalanma riskini artırdığı “ispatından” hareketle şimdi hepimizin yapması gereken, tüm toplumu bu konuda bilinçlendirmek ve yaşam şeklimizi değiştirerek özellikle çocukların bu tür gıdalardan uzak tutulmasını sağlamaktır.

Kaynak: Dünya Kanser Araştırma Fonu, Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü. Sürekli Güncelleme Projesi Ara Rapor Özeti. Gıda, Beslenme, Fiziksel Aktivite ve Kalın bağırsak Kanser Önleme. 2011. Dr. Barnard`s Blog- Çeviri: Ebru ARIMAN – TVD

Önceki İçerikİşlenmiş et = Fişlenmiş et!
Sonraki İçerikAvrupa Vejetaryen Birliği

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.