Kosher Belgesi, Helal Belgesi… Peki ya V-Label Sertifikası? Belki bir çoğunuz duymadınız. Bir kısmınız belki ismi duydu, logoyu gördü. Kaç kişi ayrıntıları biliyor?
V-Label Türkiye Koordinatörü Ebru Arıman, sizin için sorularımızı yanıtladı (Food Time- Mayıs2016):V-Label v-label-eu

V-Label Standardizasyonu nedir?
V-Label, tüketici tercihlerine paralel olarak vejetaryen-vegan ürünlerin, ambalaj üzerindeki karmaşık kod ve içeriklerden bağımsız, kolay anlaşılır ve denetimli güvenilirliği sağlanmış tek tip etiketle, uygunluğunu tescil etmek amacıyla Avrupa Vejetaryenler Birliği(EVU) tarafından geliştirilmiş lisanslı bir semboldür.
V-logo İtalyan sanatçı Prof Bruno Nascimben (Castenaso) tarafından 1985 yılında Cervia’da EVU (Avrupa Vejetaryenler Birliği) Kongresinde sunularak kabul edilmiştir. Ve o tarihten itibaren birlik tarafından tescilli olarak kullanılmaktadır.
Logo, sarı zemin üzerine yeşil yapraklı V harfinden oluşmaktadır. 678553 ve 678553A tescil numarasıyla tüm yasal hakları V-Label GmbH tarafından dünya genelinde korunmaktadır.

Ürünlerin vejetaryen ya da veganlara uygun olup olmadığı içerik bilgisinden anlaşılmıyor mu, böyle bir sembole neden gerek duyuluyor?
Ürün etiketleri üzerindeki içerik bilgileri, kanunen beyanı zorunlu bilgiler olmasına rağmen üreticilerin beyanının her zaman içerik bilgilerine paralellik göstermediğini görüyoruz. Bir ürünün mamul haline gelmesi esnasında kullanılan tüm içeriklerin azalan miktara doğru açık ve anlaşılır biçimde sırayla belirtilmesi gerekmektedir. Ancak kimi durumlarda beyanın aksine bir içeriğe rastlanabildiği gibi, kimi durumda da içeriğin menşei belli olmamaktadır. Örneğin gıda renklendiricileri bitkisel menşeili olabildiği gibi, karmin gibi hayvansal kökenli de olabilmektedirler. Karmin, Cochineal isimli bir böceğin ezilerek toz ya da sıvı hale getirilmesi suretiyle gıda endüstrisinde oldukça yaygın olarak kullanılan ve gıdaya kırmızı/pembe rengi veren hayvansal bir renklendiricidir. Konservelerden, salçalara, şekerlemelere, lokumlara, pastane ürünlerine, soslara kadar oldukça geniş bir kullanım alanı vardır.
Benzer şekilde ürün ambalajı üzerinde kullanılan ve tüketiciler için anlaşılır olmaktan oldukça uzak E kodu gibi birtakım teknik ifadeler de ürünün içeriğinin anlaşılabilmesini zorlaştırmaktadır. Örneğin E495 olarak gördüğünüz bir içeriğin ne olduğunu anlamak pek mümkün değilse de, bu içerik çoğunlukla hayvansal yağlardan elde edilir. Dolayısıyla ürün etiketleri çoğu durumda özellikle “özel beslenme biçimi olan tüketiciler için” yeterli ve anlaşılabilir olmaktan uzaktır. Ürünün hayvansal madde içermiyor olduğu, vegan/vejetaryenlere uygunluğu özel ifadelerle belirtilmelidir.

8İsteyen üretici, ürünün vegan olduğunu iddia edip ambalaj üzerine yazıyla da “vegan” yazabilir. Bu tür keyfi beyanlara ve suistimallere karşı bir denetim mekanizması var mı?
Maalesef şu anda yok. Ürününüzün veganlara uygun olduğunu bir yazı veya rastgele bir sembolle de iddia edebilirsiniz ancak bu yalnızca sizin iddianız olmaktan öteye gitmez. Bu ürünün gerçekten vegan olup olmadığının analiz edilmesi/belgelenmesi ve denetlenmesi gerekiyor. Bu tür denetimsiz ve keyfi ifadelerle yaşanan süistimaller neticesinde, bizim de içerisinde bulunduğumuz Avrupa Vejetaryen Birliği üye ülkeleri olarak, Avrupa Parlementosu Çevre Komisyonu’na 2013 yılı sonunda bu konuda bir başvuruda bulunuldu. Vejetaryen/Vegan ürünlerde gereken hassasiyetin gösterilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılarak AB’de tek sembol (V-Label) kullanılması konusundaki başvurumuz değerlendirmeye alınarak Parlamento gündemine girdi. Nihai karar henüz alınmamış olmasına rağmen bu konuda yakın zamanda bir sonuç çıkması bekleniyor.
Bunun için bir denetim mekanizmasının şart olduğu da, kimi firmaların keyfe keder etiketlemelerle üreticiyi yanıltması neticesinde yaşanan güven kaybıyla daha da netleşmiştir.
Yakın dönemde ABD’de yapılan ratgele ve bağımsız gıda analizlerinde, vegan olduğu iddia edilen birçok ürünün de hayvansal içerik taşıdığı belgelenmiştir. Bu durum tüketicilerin ürüne kuşku ile yaklaşmasına neden olmaktadır.

Dünya üzerinde helal sertifikası gibi vejetaryen/vegan ürünler için de çok çeşitli sertifikalar var mı? V-Label hangi konumda?
Global anlamda hayır. Vegan ve vejetaryen ürünler için sertifika veren “yerel” birkaç organizasyon var. Bu organizasyonlar İngiltere ve Amerika’da yerel olarak çalışmalar yürüten birkaç dernek. Ancak global anlamda vejetaryen-vegan sertifikası veren tek kuruluş V-Label GmbH. Merkezi İsviçre’de olan V-Label, Avrupa Vejetaryenler Birliği tarafından yönetiliyor. Birliğe üye ülkelerce sertifika veriliyor ve denetleniyor. Aynı zamanda Uluslararası Vejetaryenler Birliği ile Avrupa Vejetaryenler Birliği kardeş birlikler ve üyelikler ortak. Dolayısıyla Uluslararası Vejetaryenler Birliği de V-Label’ın destekleyicisi.
V-Label şu anda en güvenilir vegan-vejetaryen etiketi kabul ediliyor. Çünkü dağıtım ve denetimi vegan-vejetaryen organizasyonlar tarafından yapılıyor yani hassasiyetimiz ortak.
Burada belirtmek gereken 2 önemli detay var, birincisi birliklerinin adının vejetaryen ifadesi taşıması. Klasik vejetaryen tanımına göre veganlık da vejetaryenlik bir türü olarak geçtiği için aslında genellikle eski organizasyonlar Vejetaryen adıyla yapılanmıştır. Ancak elbette ki hem faaliyetler hem de tüm kapsam, sertifikasyon da dahil olmak üzere veganlığı kapsamaktadır.
İkincisi sembolün Avrupa Vejetaryenler Birliği tarafından yönetiliyor olmasının yanı sıra Avrupa ile sınırlı olmaması yani coğrafi yaygınlık. Uluslararası Vejetaryen Birliği’ne üye olan dünya ülkeleri de bu konuda işbirliği içindeler ve lisansör konumundalar. Dolayısıyla sembol Amerika’dan Rusya’ya, Çin’e kadar dünyanın her yerinde verilebiliyor. Daha da önemlisi sembolün geçerliliği lisans aldığınız ülke ile sınırlı değil, tüm dünyada geçerli.

Ülkeler arası koordinasyon nasıl sağlanıyor?
V-Label ülkesel temsilcilikler vasıtasıyla dağıtılıyor ve denetleniyor. Her ülke temsilciliği yerel kanunlara göre revize edilmiş sözleşmeler ile V-Label’ın yasal haklarını koruyor. Türkiye’de, Madrid Protokolü çerçevesinde V-Label yasal olarak koruma altına alınmıştır. İzinsiz kullanımın önüne geçmek üzere ülkeler işbirliği içerisinde çalışmaktadır. Türkiye’de gördüğümüz herhangi bir ithal ürünün üzerinde V-Label sembolü bulunması halinde gerekli kontrolleri biz de sağlıyoruz ve ülke temsilciliğini bilgilendiriyoruz. Aynı şekilde Türkiye menşeili ürünlerin de diğer dünya ülkelerinde kontrolü ilgili ülke temsilcilikleri vasıtasıyla yapılıyor. Dolayısıyla sürekli iletişim halinde olmak durumundayız.
V-Label broşürleri foto
V-Label alma koşulları nedir?
Sertifika için 4 ana sınıf var; Vegan ürünler hiçbir hayvansal bileşen içermiyor. İçerisinde hayvanlardan elde edilen hiçbir ürünün kullanılmamış olması gerekiyor. Lakto Vejetaryen ürünler, yalnızca laktik, yani sütle ilgili bileşenler içerebiliyor. Ovo Vejetaryen ürünler, sadece yumurta ihtiva edebiliyor. Lakto Ovo Vejetaryen ürünler ise yalnızca süt ve yumurta içerebiliyor. Hayvansal ürünlerin varlığına göre V-Label sertifika türü değişiyor. Hepsi için ortak koşul, herhangi bir şekilde et ürünleri içermemesi. Aslında bu konuda oldukça kapsamlı ve detaylı bir formumuz var. Bu form tüm soru işaretlerini gidermeye yönelik üreticinin beyanını sunuyor bize. Beraberinde GDO’lu ürünlerin V-Label alamadığını da eklemekte fayda var.
Üretim tesisinin vegan-vejetaryen ürün üretimine uygun yapılandırılması gerekiyor. Bulaşıklığı önlemeye yönelik tedbirler çok önemli.

Başvuru nasıl yapılıyor ve süreç nasıl işliyor?
Başvuru, vegan/vejetaryen olduğu iddia edilen ürünün içerik beyanı alınmak suretiyle (başvuru formu), standartlara uygun olup olmadığının kontrolü ile başlıyor. Detaylı içerik bilgisinin kontrolünün ardından beyan edilen içeriğin hangi vejetaryen/vegan tipine uygun olduğu başvuru sahibine bildiriliyor. Başvurunun o etapta herhangi bir bağlayıcılığı yok. Burada bizi ilgilendiren husus, tam mamül sürecine kadar proses sürecinde kullanılan ürünlerin vejetaryen/vegan ürüne uygun olması. Ağırlıklı olarak vegan sertifika verdiğimiz için ürün içinde hayvansal DNA kalıntısı olmamasını baz alıyoruz. DNA, hayvanlara ait et, süt, yumurta, deri, kan, kıl hatta tırnak gibi tüm bileşenlerde çıkabiliyor. Başvuru aşamasında tüm tetkiklerimizi uluslararası akreditasyonu da bulunan Yeditepe Üniversitesi Laboratuvarlarında yaptırıyoruz. Rastgele ürün numunesi tarafımızca tedarik edilerek tam kapsamlı bir analize gönderiliyor. Bu noktaya kadar üreticinin beyanını baz alıyorken, analiz sonucunda ürünü bilimsel verilerle desteklemiş oluyor ve içeriğinin doğruluğundan emin oluyoruz. Üretim tesisini de kontrol etme yetkimiz bulunmakta ancak genellikle çoğu durumda analiz tek başına yeterli olabiliyor. Bütün bu işlemlerin süresi genellikle 1 haftayı aşmıyor. Lisans sözleşmemizin karşılıklı olarak imzalanmasının ardından senelik lisans bedelinin yatırılmasıyla birlikte sözleşme geçerlilik kazanıyor. Her ürün için, başında ülke kodu bulunan 7 haneli ayrı bir lisans numarası veriyoruz ve sertifikamızı lisans alan firmaya ulaştırıyoruz.
Lisans alımın ardından, ilgili firma tüm reklam-basın-yayın çalışmalarında logomuzu kullanabilir. Ancak logonun tasarım kurallarını korumak açısından bir örneğinin bizimle paylaşılması gerekiyor.

Lisans firmaya mı ürüne mi veriliyor?
Lisans firma adına düzenleniyor ancak yalnızca listelenen ürünleri kapıyor. Bir işletmede tüm ürünlerin aynı standartta olmasını bekleyemeyiz. Dolayısıyla her ürün türü için ayrı bir form doldurmamız ve ayrı bir lisans numarası vermemiz gerekiyor. Ürünün kimliğini o numara temsil ediyor.why

Sertifika ne kadar süre geçerli, her yıl lisans numarası yenileniyor mu?
Sertifika alan ürünler için 1’er yıllık sözleşme yapılıyor. Yıl içinde içerikte oluşabilecek değişiklikle ilgili üretici firmanın derhal bilgilendirme yapması gerekiyor. 1 yılın sonunda lisansın tekrar yenilenmesi durumunda, ürün aynı lisans numarası ile devam ediyor. Bu numaralar genellikle ürün ambalajında kullanıldığı için her yıl numara değişikliği söz konusu olmuyor. Ancak lisansın yenilenmemesi halinde (ki çok karşılaştığımız bir durum değil), eski ambalajlar için bir ihbar süremiz var. Bu süreçte ambalajlardan sembolün kaldırılması gerekiyor.

Sertifika alan ürünler dönem sürecinde denetleniyor mu, denetim masrafları kime ait?
Sertifika alan ürünler için sözleşmemizde de açıkça yer alan bir maddeyle senede 2 kez habersiz denetim hakkımız bulunmakta. Ayrıca yine denetim amaçlı raftan alacağımız herhangi bir ürünü yıl içinde analize gönderebiliriz. Lisans alımından sonraki tüm denetim masrafları V-Label GmbH tarafından karşılanıyor. Ancak sadece denetimde ihlale rastlanırsa, denetim masrafları lisans alana rücu ediliyor.

Firmanın ürünlerinde bir süre sonra uygunsuzluk tespit edilirse?
Bu durumda her şeyden önce yasal haklarımızı kullanıyoruz. Öncelikli olarak sertifika iptal ediliyor ve ilgili firma bu sertifikadan “tamamen” men ediliyor. Ve beraberinde bu durum V-Label tüketicilerine ilan ediliyor. Yanı sıra bir de tazminat hükmü var, firma para cezası ödüyor. Ancak elbette ki itibar kaybı paradan çok daha önemli.

V-Label yalnızca gıda ürünlerine mi veriliyor?
2016 yılı itibariyle gıda ürünleri yanında kozmetik ürünlere de sertifika vermeye başlandı. Bunu giyim takip edecek. Kozmetik ürünlerde ürünün hayvansal bileşen içermemesinin yanında hayvanlar üzerinde test edilmemesi de gerekiyor. Ancak zaten 2016 Ocak ayı itibariyle AB yasalarında olduğu gibi Türkiye’de de kozmetik ürünlerin hayvanlar üzerinde test edilmesi yasağının yürürlüğe girmesi, işimizi biraz daha kolaylaştırıyor. Yasağı delmeye çalışan firmalar mutlaka olacaktır, o nedenle yine de her zaman temkinliyiz.

Dünya tüketicilerinin Vegan-Vejetaryen özellikteki ürünlere bakışı nasıl? Etiket hayatı kolaylaştırdı mı?
Özellikle vegan ürünler, hayvanların etik açıdan daha refah bir yaşam sürmelerinin yanı sıra, küresel ısınmaya karşı mücadelede çiftlik hayvancılığının büyük payı, temiz su kaynaklarının ve ekilebilir tarım arazilerinin hayvancılığa kaydırılması neticesinde dünya üzerindeki temiz su ve gıdaya erişimin zorlaşmasının başlıca anahtarı olması dolayısıyla, son yıllarda çok tercih edilen ürün grubunda yer almaktalar. Beraberinde hayvansal kaynaklı ebola, kuş gribi, delidana gibi salgın hastalıklar ve gıda alerjileri de mutlaka ki bu yükselişte pay sahibi.
Hindistan gibi vegan-vejetaryen popülasyonun yüksek olduğu ülkeleri, artık Avrupa ülkeleri ve Amerika’da yükselen bir ivme ve hatrı sayılır yüzdelerle takip etmeye başladı. Dünyaca ünlü Pazar araştırmaları kuruluşu Mintel’in 2016 Nisan ayında yayınladığı bir rapora göre, Almanya’da vegan-vejetaryen özellikteki ürünler, son 5 yıl içinde 7 kat artış gösterdi. 2011 yılında Almanya’daki gıdaların sadece %2’si vegan-vejetaryen etiketli iken, 2015 sonunda bu oran sadece vegan ürünlerde %12’ye ulaşmıştır.
V-Label, Almanya’da 2400’e yakın firma tarafından şu anda gıda etiketi olarak lisanslı kullanılmakta ve bu talep her geçen gün tüketici tercihlerine paralel olarak artış göstermektedir.

Dünyada vejetaryen-vegan popülasyonu ne düzeyde?
Tüm dünyadaki özellikle vegan artış hızı gerçekten şaşırtıcı bir ivmeyle ilerliyor. Farkındalık hızla artıyor. Bunda kitlesel iletişim araçlarının etkisi büyük. Tabi yanı sıra tüketici pazarının gelişmesi de etkili.
Örneğin Hindistan nüfusunun %40’ı vejetaryen-vegan. İsrail’de bu oran %9 civarında. İsveç’de %10, İtalya’da %7’yi aşmış durumda. Almanya’da %10 civarında vegan ve vejetaryen yaşıyor. İngiltere’de ise %13’ü aştı. Avusturya’da %10 düzeyinde.
2009 yılında, ABD nüfusunun %1’i vejetaryen-veganken, şu anda Amerika Birleşik Devletleri nüfusunun% 5’i vejetaryen ve vegan. Birçok ülkede artış, benzer hızda.
Türkiye’de henüz net bir istatistiksel çalışma yapılmadı. Türkiye Vegan ve Vejetaryenler Derneği olarak başlattığımız 2 çalışma da internet kullanıcılarına yönelik, dolayısıyla net veriler elde edilemiyor. Bu konuda Türkiye İstatistik Kurumu ortak bir çalışmamız var, sorularımızı hazırladık, 2017 yılında Türkiye’de de benzer bir çalışma yapıyor olacağız.
Tüketici sayısının artışı, artık beklentilerin artışını da beraberinde getiriyor. Güvenilir ürünlere ulaşma isteği, pazarı da bu doğrultuda şekillendiriyor. Bunu son yıllarda aynı hızla artan V-Label lisans taleplerinden de net olarak görebiliyoruz. Dünya vegan bir geleceğe doğru hızla ilerliyor.

Türkiye’de V-Label’a olan talep nasıl? Hangi firmalar V-Label aldılar?
Türkiye’de de dünya ile paralellik gösteren bir hızda vegan ürünlere talep artıyor. Henüz Avrupa ülkeleri kadar bir geniş bir yüzdede olmasa da kısa sürede katlanarak ilerleyebilecek bir zemin var. Şu ana kadar bu konuda bir tanıtım çalışması yapmamamıza rağmen birçok başvuru aldık; Türkiye’de aldığımız lisans başvuruları ilk etapta Avrupa pazarına yönelik oldu. Özellikle Avrupa ülkelerine ihracat yapan gıda üreticileri, tüketicilerin beklentisiyle birlikte ürünlerinin vegan standartta olduğunu V-Label ile tescillemek istediler.
V-Label Türkiye’ye 2014 yılı sonunda girdi. Türkiye’de ilk sertifika Nudo markasına verildi. Onu Komagene, Eriş Un, Gloria Jeans Coffees, Upper West Side Falafel, Kurme, Vegan Peynir, Oses ve Entabi Çiğköfte markaları takip etti. Değerlendirme sürecinde olan ve kozmetik firmalarının da içinde olduğu daha pek çok marka, yakın zamanda Türkiye listemize eklenecek.

Türk gıda ve kozmetik üreticilerine bu konuda neler önerilebilir?
Tüm dünyada hızla artan vegan-vejetaryen nüfusu, üreticilerin ürün çeşitliliğine de doğrudan etki eden yeni bir pazarın varlığına işaret ediyor. Türkiye’de genel olarak karşılaştığımız durum, üreticilerin mevcutta hayvansal içermeyen üretimi bulunsa da, böyle bir tercihten dolayısıyla pazardan haberdar olmamaları. Yahut da üretim sürecinde yaratılabilecek küçük proses değişiklikleri ile ürüne aslında ek maliyet çıkarmadan vegan özellik kazandırılabilecek olmalarına rağmen, bu konu hakkında bilgi sahibi olmamaları kendilerini pazarın dışında bırakıyor. Özellikle Türkiye’den Avrupa’ya ihracat yapan gıda ve kozmetik üreticileri için, ürün etiketinde sadece bu sembolün varlığı bile ekstra bir pazarın kapılarını aralayacaktır. Bu durum üreticileri, üretim tercihlerinden dolayı ödüllendirirken, tüketiciler için de pazarın çeşitliliğine katkı sağlayarak yaşamı kolaylaştırıyor ve daha da genişleyen bir kitleye aracı oluyor.
Hem üreticiler hem de tüketiciler için avantaj yaratabilecek özellikle vegan ürünlerin Türkiye’de de artmasını ve her kesimin bu konuda bilinçlenmesini temenni ediyoruz.
Daha ayrıntılı bilgiye uluslararası web sitemiz üzerinden ulaşılabilir: www.v-label.eu/tr – www.tvd.org.tr

Kaynak: Food Time Dergisi (Gıda Gündemi) Mayıs 2016 sayısında yayınlanmıştır.
(http://www.gidagundemi.com/)

Önceki İçerikİsviçre ordusu vegan askeri reddetti
Sonraki İçerikBu bir yaşama dönüş öyküsü…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.